Trabzon'da 715 gram doğan mucize bebek Miray 299 günde hayata tutundu

Elif-Erdem Yoğurtçu çiftinin 25 haftalık dünyaya gelen üçüzlerinden Miray, 4 bağırsak, 2 göz ameliyatı ve zorlu tedavi sürecinin ardından ailesine kavuştu - Dr. Öğr. Üyesi Berna Hekimoğlu: - Şu anda hiçbir oksijen desteği almayan, tam doz beslenen bir bebek. Hızla büyüyor, nörolojik gelişimi yaşıyla uyumlu

TRABZON (AA) - DUYGU AVUNDUK - Trabzon'da, 25'inci haftada dünyaya gelen üçüzlerden Miray, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde verdiği yaşam mücadelesini kazanarak 299'uncu gününde ailesine kavuştu. Artvin'in Borçka ilçesinde yaşayan 25 haftalık gebe Elif Yoğurtçu, başvurduğu Borçka Devlet Hastanesinden rahim ağzı yetmezliği nedeniyle 21 Temmuz 2021'de Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesine sevk edildi. Erdem Yoğurtçu ile 3 yıllık evli olan 30 yaşındaki Elif Yoğurtçu, burada sezaryenle üçüzlerini dünyaya getirdi. Yoğurtçu çifti bebeklerine Simay, Umay ve Miray isimlerini verdi. Prematüre üçüzlerde gelişim sorunu yaşanması üzerine Umay, KTÜ Farabi Hastanesinde, Simay ve Miray ise Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Numune Kampüsü Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde tedavi altına alındı. Umay ve Simay bir süre sonra yaşam mücadelesini kaybetti. 4 kez bağırsak, 2 kez de göz ameliyatı olan Miray bebek, 299 gün sonra 3 kilo 260 gram ağırlığına ulaştı. Sağlığına kavuşan bebek, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Berna Hekimoğlu ve diğer sağlık çalışanlarınca alkışlar eşliğinde prematüre bebek mezuniyet belgesi ve plaketle uğurlandı. - "Hızla büyüyor, nörolojik gelişimi yaşıyla uyumlu" Dr. Öğretim Üyesi Hekimoğlu, AA muhabirine, üçüz bebeklerden Miray'ın 715 gram dünyaya geldiğini, tedavisinin 299. günde tamamlandığını söyledi. Prematüre bebeklerin yaşadıklarının oldukça zor, meşakkatli ve sabır isteyen bir süreç olduğunu ifade eden Hekimoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mirayla çok sıkıntılı günlerimiz oldu. Solunum sıkıntısı çekti, cihaza bağladık, kalpte ve bağırsağında çok ciddi sorunlar meydana geldi. Miray'ı uzun süre protein lipid içeren özel serumlarla beslemek zorunda kaldık, ona bağlı çok ciddi damar yolu problemleri oldu, çok meşakkatli ve zor bir süreçti. Şükür ki mutlu sonla tamamlandı." Hekimoğlu, Miray'ın birçok zorluğa direnen çok güçlü bir bebek olduğunu vurgulayarak, "Zor ama sabır gerektiren bir süreç. Şu anda hiçbir oksijen desteği almayan, tam doz beslenen bir bebek. Hızla büyüyor, nörolojik gelişimi yaşıyla uyumlu. İnşallah bundan sonraki hayatında da ailesiyle mutlu, sağlıklı, uzun bir ömrü olur." dedi. - Miray'ın yaşam mücadelesi örnek oldu Emeklerinin karşılığını aldıkları için gurur duyduklarını dile getiren Hekimoğlu, "Türkiye'de bu kadar uzun süre yatarak sağlıkla taburcu edilen başka bir bebek, bildiğimiz kadarıyla yok. Miray, bu konuda hem Trabzon'da hem de Türkiye'de hakikaten ilk olan mucize bir bebek. Takiplerine devam edilecek ama bu bir başarı." diye konuştu. Berna Hekimoğlu, Miray'ın prematüre bebeği olan anneler için örnek teşkil ettiğini belirterek, "Miray zorlu yolculuğun sonunda böyle bir vedayı hak etti. Çünkü o kadar uzun bir mücadelenin içerisindeydi ki benim de manevi kızım gibi oldu. 9 ay boyunca ona baktık, büyüttük. Bu alkışlar Miray'ın büyük başarısı için." ifadelerini kullandı. - "O bize hayat dersi verdi" Anne Elif Yoğurtçu ise ilk gebeliğinde üçüz bebeklerinden ikisini doğumdan sonra kaybettiğini ancak Miray'ın yaşam mücadelesinde bu savaşın kahramanı olarak kendi destanını yazdığını söyledi. Anne baba olarak Miray'dan çok şey öğrendiklerini kaydeden Yoğurtçu, "O bize hayat dersi verdi, hayata nasıl bağlanmamız gerektiğini ve sabırlı olmayı öğretti. Gurur duyuyorum." diye konuştu. Yoğurtçu, duygularının çok karmaşık olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: "Miray'a iyi bir anne baba olmak için çabalayacağız. Onu vatana, millete hayırlı bir evlat olarak yetiştirmek istiyoruz. Çok zor şeyler yaşadık ama buradaki personelin hepsi bana aile, can ve kan oldu. Hem bebeklerimize bakıp hem de anneleriyle ilgilenen çok güzel bir kadro var." Yoğurtçu, prematüre bebeği olan annelere güçlü olmaları ve asla umutlarını kaybetmemeleri çağrısında da bulundu.