Tan Sağtürk: ADOB, Çelebi Operası'nın Dünya Prömiyerini yaparak adını tarihe yazdırıyor
Tan Sağtürk: ADOB, Çelebi Operası'nın Dünya Prömiyerini yaparak adını tarihe yazdırıyor
Tan Sağtürk: ADOB, Çelebi Operası'nın Dünya Prömiyerini yaparak adını tarihe yazdırıyor
Ayşenur DEMİRTAŞ GÜL- Mikail KARAMAN/ ANKARA, (DHA)- DEVLET Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk, “Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğümüz, ‘Çelebi Operası’nın Dünya Prömiyerini yaparak adını tarihe yazdırıyor” dedi.
Ankara Devlet Opera ve Balesi, librettosunu Cumhuriyet'in ilk kuşak sanatçılarından Ekrem Reşit Rey'in kaleme aldığı, bestesini Türk Beşleri'nin en önemli isimlerinden biri olan kardeşi Cemal Reşit Rey'in yaptığı ‘Çelebi’ operasının dünya prömiyeri ile sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Eserin ‘Dünya Prömiyeri’, Gürçil Çeliktaş'ın rejisi ile Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü tarafından 19 Nisan 2025 Cumartesi akşamı Opera Sahnesi'nde gerçekleştirilecek.
‘ESERLER MÜZE DEĞERİ TAŞIYOR’
Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürü Tan Sağtürk, Cemal Reşit Rey’in ‘Çelebi Operası’; Ahmed Adnan Saygun’un ‘Gılgamış Destanı’ ve yine Cemal Reşit Rey’in ‘Deli Dolu Opereti’nin meslektaşları tarafından özverili çalışmalarıyla gün yüzüne çıktığını ifade etti. Sağtürk, eserlerin müze değeri taşıdığını belirterek, “Orijinal el yazması notaları, beyaz eldivenlerle en hassas şekilde, bir mücevherat ustası edasıyla çalışıldı. Her biri bir pırlanta değerinde olan eserler, bu çalışmayla Devlet Opera ve Balesinin repertuvarında yer alıyorlar. Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü'müz, bu eserlerden ‘Çelebi Operası’nın Dünya Prömiyerini yaparak adını tarihe yazdırıyor. Türk Beşleri'nin en önemli isimlerinden biri olan Cemal Reşit Rey, senfonik müzik ve piyano eserlerinin yanı sıra sahne yapıtlarıyla da Türk müziğine büyük katkılarda bulunmuştur” diye konuştu.
‘ESERDE, OSMANLI KÜLTÜRÜ VE BATI MÜZİĞİ USTACA HARMANLANMIŞ’
Tan Sağtürk, bestelenen Çelebi Operası’nın hem müzikal dili hem de dramatik yapısıyla Türk operasının gelişim sürecinde önemli bir kilometre taşı olduğunu belirterek, “1942-1945 yılları arasında ilk versiyonunun bestelendiği ve 1975 yılında piyano-şan partisyonunun tamamlandığı 30 yıllık bir serüvenle ortaya çıkan ‘Çelebi’ Operası'nı sahneliyor olmaktan ötürü kıvanç duyuyoruz. Müziğinde halk müziği motiflerini Batı müziği teknikleriyle işleyerek ulusal kimliği güçlü bir biçimde yansıtan Cemal Reşit Rey, Çelebi operasında da bu yaklaşımını sürdürmüştür. Eserde, Osmanlı kültürüne özgü ince ve zarif bir estetik anlayışı, batı müziğinin armonik ve orkestral olanaklarıyla ustaca harmanlanmıştır” ifadelerinde bulundu.
‘ATAMIZIN MİRASINA SAHİP ÇIKMA GİRİŞİMİDİR’
Çelebi Operası’nın, adını Osmanlı döneminde ilim, sanat ve edebiyata merakıyla bilinen ve kültürlü, zarif bir insan tipi olarak tanımlanan ‘Çelebi’ karakterinden aldığını ifade eden Sağtürk, “Eserde, bu karakterin dünyayı ve insan ilişkilerini anlama çabası işlenirken, aynı zamanda doğu-batı sentezi ekseninde kültürel bir yolculuk da anlatılır. Çelebi'nin karşılaştığı olaylar ve karakterler, dönemin sosyal ve kültürel yapısına ışık tutarken, Cemal Reşit Rey'in müzikal anlatımı da bu dramatik çerçeveyi güçlendirmektedir. Bu heyecana ortak olan, aynı yüksek duyguyu paylaşan, kalabalık bir çalışma ekibi içinde herkesin kendine düşen görevi en başarılı şekilde ortaya koyan sanat ve teknik ekiplerimizdeki herkesi tek tek kutluyorum. Bu aynı zamanda Ata’mızın mirasına sahip çıkma girişimidir. Tarihimize sahip çıkmaktır” diye konuştu.
Sağtürk ayrıca, tarihin tozlu sayfalarından gün yüzüne çıkarılan Çelebi Operası'nı yazan Türk Beşleri'nin önemli ismi Cemal Reşit Rey ve librettist Ekrem Reşit Rey'e, bu güzel müziklere yaşam veren orkestra şefleri Rüstam Rahmedov, Deniz Erdinç ve Can Okan'a, Rejisör Gürçil Çeliktaş'a, Koro Şefi Ivan Pekhov'a, Dekor tasarımı için Özgür Usta'ya, Kostüm tasarımı için Gazal Erten'e, Işık tasarımı için Ali Gökdemir'e, koreografımız Nilgün Bilsel Demireller'in yanı sıra tüm orkestra, solistler ve koristler ile teknik ekibi kutladığını belirtti.
‘O DÖNEMLE MÜZİĞİ BİRLEŞTİRMEYE UĞRAŞTIK’
Sahnelenen oyunun rejisörü Gürçil Çeliktaş ise eserin Lale Devri’nde geçtiği için kompozisyon itibariyle modern bir eser olduğunu kaydederek, “O dönemle müziği birleştirmeye uğraştık ve sonunda eser ortaya çıktı. Zor bir eserdi, sahneye koyması da zordu. Ama sonunda başarıya ulaştık sanırım. Eserin 4’üncü perdesi olmamıştı. Cemal Reşit Rey’i ziyaret ettim. Sonra genel müdürümü çağırdım, onunla bir anlaşma yaptılar. 4’üncü perde de bitti. Sonunda eser geldi ama uzun müddet sahneye konamadı, biraz fazla güçlü bir eser olduğu için. Nihayet başardık sanırım. Sonuna geldik. Seyirci de sevecektir” diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.