Meme kanserine yakalanma yaşı düşüyor
Meme kanserine yakalanma yaşı düşüyor
Medicana Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Sarper Işıksel: -"Günümüzde meme kanseri daha çok günlük yaşam koşullarımız ve alışkanlıklarımızdan kaynaklanmaktadır"
Meme kanserine yakalanma yaşı düşüyor
-"Günümüzde meme kanseri daha çok günlük yaşam koşullarımız ve alışkanlıklarımızdan kaynaklanmaktadır"
Medicana Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Sarper Işıksel, meme kanserine yakalanma yaşının düştüğünü belirtti.
Medicana Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Sarper Işıksel yaptığı yazılı açıklamada, günümüzde meme hastalığı denince akla önce meme kanserinin geldiğini hatırlattı.
Işıksel, "Adı bile ürkütücü olan bu hastalık meme içerisinde sert şişlikler halinde kendini gösterir, bazen ağrılı olmakla birlikte çoğunlukla tamamen ağrısızdır. Kontrol altında olmayan kadınlarda tesadüf eseri elle fark edilir. Ancak bu şekilde fark edilen kanserler çoğunlukla fazla büyümüşlerdir. Meme kanserleri daha çok tek memede ve tek bir kitle halinde olmakla birlikte, iki memede birden veya tek memede birkaç yerde birden olabilmektedir. Bu yüzden meme muayenesi ve tetkiklerinde mutlaka her iki memenin de ayrıntılı araştırılması yapılmalıdır." ifadelerini kullandı.
Meme kanserinin yüzde 1 oranında erkeklerde de görülebildiğini belirten Dr. Sarper Işıksel, erkeklerde meme kanserinin kadınlarda olduğundan daha saldırgan seyrettiğini aktardı.
Işıksel, kadınlara uygulanan tedavi yöntemleri ile benzer tedavi yöntemlerinin mevcut olduğunu dile getirdi.
- "Bir takım riskler meme kanserinin rastlanma sıklığını arttırır"
Meme kanserinin her kadında ortaya çıkabildiğini anlatan Işıksel, "Bir takım riskler meme kanserinin rastlanma sıklığını arttırır. En önemli risklerden bir tanesi ailede meme kanseri bulunmasıdır. Birinci derece yakınlarda (anne, kız kardeş) meme kanseri olması en büyük risk grubunu oluşturur. Bugün artık genetik incelemeler ile risk seviyesi de tespit edilebilmektedir. Alkol kullanan, yağlı beslenme ve sigara alışkanlığı olan insanlarda da meme kanseri riskinin arttığı bilinmektedir. Günümüzde meme kanseri daha çok günlük yaşam koşullarımız ve alışkanlıklarımızdan kaynaklanmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Meme kanseri yaşının düşüş gösterdiğini vurgulayan Işıksel, şunları kaydetti:
"Özellikle kırklı yaşlardan sonra meme muayenesi sadece kadınlara bırakılmamalıdır. Hekim muayenesini takiben ultrasonografi ve mamografi çok değerli iki teşhis ve tarama aracıdır. 40 yaşın üzerindeki her kadın mutlaka 2 ya da üç yılda ve 50 yaşın üzerinde yılda bir kez mamografi ile birlikte değerlendirilmelidir. Ultrasonografi, kitlelerin görülmesinde ve özelliklerinin anlaşılmasında çok değerlidir ve teşhis oran çok yüksektir. Teşhiste birçok yardımcı yöntem daha vardır.
Genel anlamda yüzde 100 kanser teşhisi sadece patolojik inceleme ile konabilir. Bunun haricindeki diğer yöntemler doğruluk oranı çok yüksek olsa bile kanaat belirtmekten öteye gitmez. Meme kanseri kuşkusu halinde en sık başvurulan yöntem; Lokal veya genel anestezi altında kitlenin çıkarılarak, hemen o anda hazır bulunan patolog tarafından parçanın inceleme ve değerlendirmesinin yapılmasıdır. Bu yönteme 'Frozen' veya 'Frozen section' diyoruz. Sonucuna göre ya ameliyat sonlandırılır veya kanser teşhisi konmuşsa gerekli ameliyat yapılır. Ameliyat sırasında, yayılma durumunu anlamak için mutlaka koltuk altı lenf bezlerinden de örnekler alınır."
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.