Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı seçimlere tam olarak hazırdır
Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı seçimlere tam olarak hazırdır
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,"Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine tam olarak hazırdır, başarmaya da kararlıdır. dedi.
Ankara
Bahçeli, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ile Merkez Disiplin Kurulu (MDK) üyeleri ve milletvekilleriyle parti genel merkezinde bir araya geldi.
Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri öncesinde, son toplantılarını yaptıklarını belirten Bahçeli, deprem felaketinin derin etkileri, yapılan çalışmalar, alınan tedbirler, bunun yanında 14 Mayıs seçimleri ve diğer siyasi gelişmelerle ilgili geniş değerlendirme imkanı bulduklarını bildirdi.
"Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine tam olarak hazırdır, başarmaya da kararlıdır." diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bizim başarımız demek mazlumların umudu demektir. Bizim başarmamız demek ülkemizin yükselişi demektir. MHP ve Cumhur İttifakı milli bağımsızlığımızın gücü, varoluşumuzun güvencesi, milli birlik ve kardeşliğimizin güvenliğidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'nin gücüne güç eklemiş hükümranlık beratı, cumhuriyetin yeni yüzyılının ilerleyiş ve yükseliş ilhamı ve iddiasıdır. Türkiye'miz siyasi ve stratejik mahiyeti tarihi nitelikte olan, aynı zamanda sürekli akış halinde bulunan bir sürecin, bir güzergahın, bir kulvarın tam ortasındadır.
Bir yanda Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümüne adım adım yaklaşırken, diğer yanda bu yıl dönümünü demokrasinin imkanlarıyla milletimizin kutlu iradesiyle perçinlemenin, kudretli bir geleceğe taşımanın çabasındayız. Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonu bu çabanın semeresi ve sonucu olacaktır, kaldı ki inancımız ve ümidimiz de budur."
"Türk milleti tek ses, tek bilek haline gelmiştir"
Zorlu bir dönemden geçtiklerini belirten Devlet Bahçeli, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş Merkezli ikiz depremin Türkiye'ye son bir asrın en büyük felaketini yaşattığını söyledi.
Felaketin ağır enkazı karşısında Türkiye'nin tek nefes olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Türk milleti tek ses, tek bilek haline gelmiştir. Muazzam bir kardeşlik ve yardımlaşma hissiyatı deprem bölgesine el olup uzanmış, göz olup odaklanmış, gövde olup kucaklamış, köprü olup acil ihtiyaçları karşılamıştır." dedi.
Depremin ilk anından itibaren devletin tüm gücüyle bölgeye intikal ettiğini, kanayan yaraların sarılması, çökmüş binaların altında kalanların kurtarılması amacıyla geceli gündüzlü bir mücadele başlatıldığını anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Kısa süre içinde de müessir sonuçlar alınmıştır. Kamu görevlilerimiz ve gönüllülerle birlikte yarım milyon insanımız depremzede kardeşlerimizin yardımına koşmuştur. 3 milyon 320 bin insanımız deprem bölgesinden tahliye edilmiştir. 800 bin insanımız şehirlerden köylere taşınmıştır. Deprem bölgesinde mukim yaklaşık 1,5 milyon insanımız çadırlarda, 55 bine yakın insanımız konteynerlerde, 125 bine yakın insanımız da kamu tesislerinde hayatlarını sürdürmeye başlamışlardır. Yurtlarda, otellerde ve misafirhanelerde ise 300 bine yakın insanımıza barınma imkanı sunulmuştur. İnanıyorum ki, doğduğu, doyduğu ve büyüdüğü il, ilçe ve köylerden afet nedeniyle ayrılmak zorunda kalan vatandaşlarımız en kısa süre içinde yuvalarına tekrar geri dönecekler, güvenli bir şekilde hayatlarına kaldıkları yerden devam edeceklerdir. Bunu bir an evvel sağlamak da bizim öncelikli görevlerimizden birisidir. Yapılan açıklamalardan anlaşılmıştır ki 2 aya kadar ilave 100 bin konteynerin kurulumu yapılacak ve 500 bine yakın depremzede vatandaşımızın daha iyi şartlarda yaşamasına ortam açılacaktır."
Aslı astarı olmayan tüm ithamlara, tüm itibarsız ifadelere rağmen devletin üzerine düşen görevleri bir plan ve program çerçevesinde yerine getirdiğini aktaran Bahçeli, temel insani ihtiyaçların karşılanması hususunda da olağanüstü bir gayret gösterildiğini dile getirdi.
Bir yıl içinde sıfırdan inşa edilecek depreme dayanıklı konutların hak sahiplerine teslim edileceğini açıklayan Bahçeli, "Devletin ve siyasetin temel gündemi, Kahramanmaraş depreminin ağır ve acıklı hasarını bütünüyle kaldırıp, mağdur ve mazlum insanlarımıza analarının ak sütü gibi helalleri olan iyi ve güvenli hayat şartlarının sunulmasıdır. Bunu yapmak için inanç lazımdır. Bu nedenle yaparsa Cumhur İttifakı yapacaktır. Yaparsa Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yapacak ve başaracaktır." diye konuştu.
"Türkiye'nin kaybedecek bir saniyesi yoktur"
Türkiye'nin huzurlu geleceği, bundan sonraki yol haritası, altyapı yatırımlarının boyut ve hızı, eser ve hizmet siyasetinin devamlılığının 14 Mayıs'ta gerçekleşecek seçimlere yakından bağlı olduğunu bildiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anayasa'nın 116'ncı maddesindeki yetkisine dayanarak Cumhurbaşkanı ve TBMM Genel Seçimlerinin yenilenmesine karar verdiğini hatırlattı. Kararın Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdiğini de anımsatan Bahçeli, "Felaketin gölgesinde yapılacak bir seçim için geri sayım başlamıştır. Bir an evvel seçimleri yapıp ülkemizin ana sorunlarının çözülmesine eğilmek, inşa ve ihya edilmeyi bekleyen deprem bölgesine kilitlenmek asıl gayemizdir. Türkiye'nin kaybedecek bir saniyesi yoktur. Gecikmeye, oyalanmaya, ağırdan almaya hakkımız yoktur. Bizim derdimiz Türkiye’mizin kısa sürede derlenip toparlanmasıdır." dedi.
Siyasi partilere yapılan Hazine yardımına da değinen Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milletvekili genel seçimlerinde toplam geçerli oyların yüzde 3'ünden fazlasını alan siyasi partilere de Hazine yardımı yapılması söz konusudur. Bu yardımdan faydalanabilecek siyasi partilere, milletvekili genel seçiminin yapılacağı yıl üç katı, mahalli idareler seçim yılı için iki katı olarak ödeme yapılmaktadır. Geldiğimiz bu aşamada bizim teklifimiz şudur, 14 Mayıs 2023'te yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri için siyasi partilere ödenen üç kat fazla ödeneğin doğrudan depremden etkilenen 11 ilimize ve depremzede vatandaşlarımıza aktarılması mutlak surette düşünülmelidir. MHP böylesi bir feragate gönüllüdür ve Hazine yardımı alan diğer siyasi partilerden de aynı hassasiyeti ümit etmektedir. Her yıl ödenen Hazine yardımının üç katı düzeyindeki kısmından mağdur kardeşlerimiz adına vazgeçmeye varız ve herkesi duyarlı olmaya davet ediyoruz."
Kendileri böyle düşünürken Anayasa Mahkemesinin (AYM), HDP ile ilgili aldığı kararın iflah olmaz bir garabet olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, "Maalesef Anayasa Mahkemesi, HDP'nin Hazine yardımı alması yönünde oy çokluğuyla karar almış ve yine safını belli etmiştir." değerlendirmesini yaptı.
HDP'nin Hazine yardımına 5 Ocak 2023 tarihinde bloke konulduğunu hatırlatan Bahçeli, AYM'nin söz konusu blokeyi kaldırdığını ve HDP'ye Hazinenin kasasını açtığını söyledi.
"Bu yürek burkan, hukuk skandalı olarak anılacak bir karardır. Bu karara oy veren mahkeme üyeleri vicdanlarının sesini değil ihanetin sözünü dinlemiş ve buna kulak vermişlerdir." diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
"Üstelik yılan hikayesine dönen kapatma davasında HDP'nin yapacağı sözlü savunmanın 11 Nisan'a ertelenmesi de kararlaştırılmıştır. Hukukun siyasileştiğini iddia eden, bu konuda devamlı gürültü kirliliği yapan müfterilerin ne hikmetse hiçbir tepkisi, hiçbir eleştirisi duyulmamıştır. Çünkü işlerine geldi mi 'Adalet var' derler, gelmedi mi adalet ve hukukun rafa kaldırıldığını iddia edecek kadar ikiyüzlülüğün içine gömülürler. Anayasa Mahkemesi HDP'nin seçimlere girmesini kolaylaştırmış, açıktan tarafını belli etmiş, güvenirliğine bir kez daha kendi eliyle darbe vurmuştur. Önümüzdeki seçimden sonra Cumhur İttifakı'nın yegane hedeflerinden birisi yeni anayasadır. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesinin statüsü, kuruluş ve yargılama esasları kökten değiştirilmeli, bu mahkemenin milletle ters düşen, hainlere zeytin dalı uzatan, Türkiye düşmanlarının sırtını sıvazlayan kahredici mevcut yapısı bütünüyle tasfiye edilmelidir.
Şu anki Anayasa Mahkemesi Türk milletinin mahkemesi değildir, olması da mümkün değildir. Teröristlere Hazine yardımının kapaklarını açan bir kararı rezalet ve melanet olarak tanımlıyoruz. Şayet HDP, zillet ittifakında yer almayıp kendi Cumhurbaşkanı adayını çıkarmayı planlıyorsa tavsiyem odur ki Anayasa Mahkemesi Başkanı arayıp da bulamayacakları özelliklere sahiptir. HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Anayasa Mahkemesi Başkanı olursa biz bunu son derece doğal ve tutarlı bir tercih olarak kabul eder, tencerenin yuvarlanıp kapağını bulduğunu açık yüreklilikle söyleriz. Her ne kadar PKK, CHP ile İP'e methiyeler düzüp terörist Demirtaş cezaevinden müzakere içerikli mektubu İP başkanının bizatihi adına yayınlasa da henüz hiçbir şey için geç kalınmış değildir."
"Biz de yok sayarız"
"Anayasa Mahkemesinin, bölücü terör örgütünün arka bahçesi olması beka ve güvenlik sorunu olduğu kadar adalet ve hukuk katlidir." açıklamasını da yapan Bahçeli, buna göz yumamayacaklarını, böylesi bir alçalmayı sineye çekemeyeceklerini söyledi.
Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şehitlerimizin kemiklerini sızlatan, gazilerimizi sukutu hayale uğratan, dağda ovada terörist peşinde koşan kahramanlarımızı incitip yok sayan bir mahkemeyi haysiyet, hukuk ve hüküm açısından biz de yok sayarız. Suçlunun masum kabul edilip masumların suçlandığı bir Türkiye olamaz, olmayacaktır. Cumhur İttifakı böylesi bir kepazeliğe müsaade etmeyecektir. Biz hak, hukuk, adalet, milliyetçi hareket diye diye kutlu bir maziyi kucaklayıp bugünlere geldik. Türkiye'nin aç hürler, tok esirler ülkesi olmaması için mücadele ettik. Teröristi aklayan bir mahkeme yapısına da sonuna kadar karşı çıktık. Anayasa Mahkemesinin mezkur kararından sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itibarını, inandırıcılığını ve saygınlığını korumak nasıl mümkün olacaktır? Kararlardaki bu denli bir uçurumun kapatılması nasıl sağlanacaktır? Türk adaletine verilen zararı Anayasa Mahkemesinin cübbe giyip karar açıklayan üyeleri nasıl tamir edeceklerdir? Bu üyelerin yerinde Kandil'den üç beş terörist olsaydı aynı karar, aynı çoğunlukla, aynı şekilde çıkmayacak mıydı? Bilinmelidir ki zihinde kabul görmemiş soruların doğru cevap bulması imkansızdır. Bu soruların cevabını Anayasa Mahkemesinin üyeleri değil, aziz milletimiz 14 Mayıs'ta bizzat verecek, hesabı da soracaktır. Milletimizin takdir ve tercihi de her zaman olduğu gibi başımızın üzerinde olacaktır."
"Türkiye, aradığı demokratik enerjiyi bu yeni sistemde bulmuştur"
Bahçeli, basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, Cumhur İttifakı'nın atacağı her adımın daha mutlu, daha huzurlu, daha güvenli bir Türkiye'ye doğru yol alış, daha müreffeh, daha zengin, daha kaygısız bir hayata yöneliş, daha adil, daha hakkaniyetli, daha paylaşımcı bir döneme başlangıç olduğunu söyledi.
Siyasetlerini, "korkaklara karşı cesurların direnci" olarak niteleyen Bahçeli, bu siyasetin ahlaksızlığa karşı namus timsallerinin direği, duruşlarının talana ve yalana karşı faziletin dirayeti, hainlere, eli kanlı teröristlere, zillete düşenlere, iç ve dış işgal cephesine karşı korku tanımayan bir duruş olduğunu ifade etti.
Mücadelelerinin en samimi ve saf duygularla mukaddesatlarına sahip çıkanların, irfanlı ve inançlı mücadele kararlılığı olduğunu dile getiren Bahçeli, "Her vatandaşıma çağrımdır, gelin bu haklı mücadeleye siz de dahil olun. Gelin bu tarihi görevde sizin de payınız olsun. İşbirlikçilere, soysuzlara, ruhunu satmış namertlere karşı bir olalım, diri olalım, el ele verip hep birlikte Türkiye gibi duralım. Kızılelma ülküsüyle kenetlenelim." diye konuştu.
14 Mayıs 2023 tarihinin, söyledikleri için bir kader ve karar anı olduğunu belirten Bahçeli, bu tarihte hem 13'üncü Cumhurbaşkanının seçileceğini hem de 28'inci Dönem TBMM'nin belirleneceğini anımsattı.
"Bizim adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır." ifadesini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birinci hedefimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ikinci döneminde de çok yüksek bir oy oranıyla seçilmesi, başarılı çalışmalarına ara vermeden devam etmesidir. İkinci hedefimiz, MHP'nin milletvekili sayısıyla siyasal destek seviyesini en çoklaştırmak, yıllardır layık olduğumuz hakkımızı milli iradenin oluruyla almaktır. Nihai arzumuz, Cumhur İttifakı'nın TBMM'de çok güçlü bir temsil imkanına kavuşmasıdır.
Türkiye'mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için Cumhur İttifakı olarak TBMM'de nitelikli çoğunluğa ulaşmamız mecburiyet, parlak bir gelecek için de mükellefiyettir. Bunu milletimizle birlikte yapacağız, elbette başaracağız. Önemle altını çiziyorum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci beş yıllık dönemi muazzam icraat ve atılımların hayalden gerçeğe dönüşmesine sahne olmuştur. Türkiye, aradığı demokratik enerjiyi bu yeni sistemde bulmuştur."
"'Tek adam yönetimi' diyenler yalancıdır"
Türk milletinin tarihiyle, kültürüyle, kimliğiyle, sosyolojisiyle uyumlu muazzam bir yönetim sistemini tercih ettiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmişle geleceği buluşturan dinamik bir etaba geçtiğini aktaran Bahçeli, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, 'tek adam yönetimi' diyenler yalancıdır, yıkım failleridir, yozlaşmış zihniyetlerdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'istibdat, şahsım rejimi' diyenler, utanmadan, sıkılmadan diktatörlük lekesi sürenler damgalı müfteridir. Türkiye, siyasi müflislerin havsalasının dahi alamayacağı bir seviyeye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile tırmanmıştır. Hakikat gün gibi ortadadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni hazırlayan Cumhur İttifakı, kabul edip onaylayan aziz Türk milletidir. Millet ne diyorsa boynumuz kıldan incedir. Milletin seçimini karalayanlar demokrasiyi ağızlarına alamaz, adaleti diline dolayamaz, ahlaktan da bahsedemez."
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye'nin dış politikada altın yıllarını yaşamaya başladığını ifade eden Bahçeli, siyasi ve ekonomik ablukaların birer birer kırıldığını, Orta Doğu'da, Uzak Doğu'da, Kafkaslar'da, Orta Asya'da, Afrika'da, Balkanlar'da, Ege ve Doğu Akdeniz'de söz geçiren, söz dinleten, egemenlik haklarından bir milim taviz vermeyen bir Türkiye gerçeğinin ortaya çıktığını kaydetti.
Bahçeli, otobanların, kara ve demir yollarının, havalimanlarının, köprülerin, tünellerin ve tüp geçitlerin yapıldığını, ülkenin dev bir şantiyeye dönüştüğünü, dünyayı mahvı perişan eden salgınla en tesirli mücadeleyi Türkiye'nin yaptığını, insan onuru ile insan ve toplum sağlığının esas alındığını söyledi. Bahçeli, dar ve sabit gelirli insanların enflasyon canavarına ezdirilmemesi amacıyla transfer harcamaların, mali ve sosyal desteklerin artan ölçeklerde sağlandığını, Türkiye'de hiç kimsenin aç ve açıkta bırakılmadığını, Türk Devletleri Teşkilatı kurularak Türk birliğinin ümitlerinin yeşerdiğini vurguladı.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta iki tarafla aynı anda görüşen, barışın ve kalıcı çözümün müdafisi tek ülkenin Türkiye olduğunu, İstanbul Anlaşması ile Karadeniz Tahıl Koridoru'nun açıldığını, mağdur ve mazlum toplumlara el uzatıldığını, vicdan diplomasisiyle yardım köprülerinin inşa edildiğini dile getiren Bahçeli, bu kapsamda "doğruya doğru, yanlışa yanlış" diyen siyasi bir iradenin tecelli ve temerküz ettiğini belirtti.
Bahçeli, "Başkent Ankara" vizyonuyla dünyayı Türkçe okuma kararlılığının hayat bulduğunun altını çizerek "İhtilafları törpüleyen, işgallere direnen, darbelere göğsünü geren, hakkını yedirmeyen, hukukunu çiğnetmeyen, milli duruşunu incittirmeyen, onca sataşmaya, onca tuzağa, onca kara kampanyaya rağmen sağlam duruşunu bozmayan bir Türkiye görkemi hamdolsun vasat ve varlık bulmuştur. Kıbrıs Türklüğünü dünyaya anlatan, tanınması için geceyi gündüze katan, KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatı'nın gözlemci üyesi olmasına ortam hazırlayan, Karabağ'ın azatlık mücadelesinde Azerbaycan ile kol kola giren bir Türkiye hepimizin haklı gururu haline gelmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
"Geçmişi masalda, geleceği falda görenleri ciddiye almıyoruz"
Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin faiz, kur ve enflasyon sacayağında yıkımını düşleyenlerin, yönetilemeyen bir ülke olmasının hesabını yapanların, sokakları karıştırmak suretiyle demokrasi dışı arayışları teşvik edenlerin alçakça kurgularına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ve cumhurun iradesiyle aşılmaz bir sur çekilmiş, bütün oyunlar bozulmuştur.
Silik parayla yazı tura atanlara hiç aldırış etmiyoruz. Geçmişi masalda, geleceği falda görenleri ciddiye almıyoruz. Sahte demokratları, sanal özgürlük taraftarlarını elimizin tersiyle itiyor, önümüze bakıyoruz. Çıra gibi olup da isleri ışıklarından çok olanlarla meşgul olmuyoruz. Bundan sonra da olmama niyet ve kararındayız. Ayı olmayan, yıldızı kaybolan sansür edilmiş bir geceye değil, pırıl pırıl parlayan bir gündüzün güneşi olmaya talibiz, bunu da hak ediyor, layık olduğumuzu düşünüyoruz. Biz Cumhur İttifakı çatısı altında, cumhurun muazzez irade ve itibarıyla Türk ve Türkiye Yüzyılı'nı gerçekleştirme, aynı zamanda lider ülke Türkiye'ye ulaşmaya söz veren, yemin eden vatan ve millet sevdalılarıyız."
Bu hissiyat, bu heves ve hedefler sınırlarında ses hızıyla değil, ışık hızıyla çalışmayı sürdürdüklerini kaydeden Bahçeli, "Deprem felaketini yaşadığımız zaman dilimini hariç tutarsak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine bütün imkan ve inancımızla hazırlık yaptık. Gerekli ve yeterli zihni ve siyasi demlenme sürecini ziyadesiyle yaşadık. Karşımızda utanç duvarı gibi duruş gösterenlerin çalımını bozmak, onlara yenilgi üstüne yenilgiyi tattırmak için milletimizle tek yürek olduk." diye konuştu.
"14 Mayıs seçimlerini riske atmayacağız"
Bahçeli, 2021'de yaptıkları bölge toplantıları ile "Adım Adım 2023, İl İl Anadolu" temalı toplantılar başta olmak üzere partinin diğer çalışmalarına değinerek "Durmayacağız, bundan sonra da çalışmaya, bire bir temasa, her insanımızla buluşmaya devam edeceğiz. 14 Mayıs seçimlerini riske atmayacağız ve 'aziz milletim sıra sende' diyeceğiz. Üzerimize ne düşüyorsa, gücümüz neye yetiyorsa yapacağız, elhak nefes alır gibi çalışmayı sürdüreceğiz." dedi.
Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı'nın ulaşacağı sonucun, büyük bir adanmışlıkla yürütülen çalışmaların, gece gündüz demeden harcanan emeklerin, hane hane gezilerek yapılan görüşmelerin, sokaklarda, meydanlarda, çarşılarda, tarlalarda, fabrikalarda dökülen alın terlerinin ve göz nurlarının muhterem eseri olacağını belirtti.
Partilerine verilecek her destek ve her oyun kendileri için siyasi namuslarının bir belgesi olduğunu ifade eden Bahçeli, MHP ile Cumhur İttifakı'na verilecek her desteğin Türkiye'yi kanatlandıracağının ve milli hedeflere ulaşma azmini kamçılayacağının altını çizdi.
"Zillet ittifakı krizdir, kaostur, kamburdur, kangrendir"
Bahçeli, 14 Mayıs'ta kazananın millet, Türkiye, Cumhur İttifakı ve istikbal olacağını söyledi.
MHP ve Cumhur İttifakı'nın her siyasal hamlesini sonuç odaklı planlayıp uyguladığını belirten Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"14 Mayıs seçimleri, istiklalimizi korumak ve kuvvetlendirmek için muhteşem bir istikbalin temelini kazan cumhur iradesiyle, dış güçlere paryalık ve payandalığa bel bağlamış zillet ittifakı arasında geçecektir. CHP'nin başını çektiği zillet ittifakı Türkiye'nin hedeflerini kırmak, büyüme ve gelişme azmini kundaklamak için son kozlarını oynamaktadır. Zillet ittifakı krizdir, kaostur, kamburdur, kangrendir, kabahattir, karamsarlık siyasetidir. Mezkur ittifakın ortak paydasında buluşan her bir parti koltuk ve makam derdindedir. 2 Mart'tan 6 Mart'a kadar geçen cepheleşme ve olmayan rantın paylaşım kavgası bunun işaretidir.
14 Mayıs'ta milletimiz kesin iradesini sandıkta gösterecek, 7 sözde yardımcısı bugünden ilan edilen ve 6+3 bacaklı masaya çivilenmiş bir Cumhurbaşkanı adayına asla izin ve icazet vermeyecektir. Kılıçdaroğlu'nun çabası ve çırpınışı beyhudedir, üstelik makus son 14 Mayıs'ta kendisini beklemektedir. Yine Kılıçdaroğlu şahsıyla birlikte diğer parti başkanlarının alayını birden uçurumun dibine çekecek, siyaseten silip atacaktır. Allah’ın izniyle, milletimizin takdiriyle zillet kaybedecektir. Karar milletimizindir, kayıp zilletindir, zafer cumhurun olacaktır."
Bahçeli, yarın İstiklal Marşı'nın kabul edilişinin 102'nci yıl dönümü olduğunu belirterek "Büyük vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle ve minnetle yad ediyorum." dedi.
Devlet Bahçeli, MDK ve MYK üyeleri ile milletvekillerine üzerinde "Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı anısına" yazılı plaket hediye etti.
Ankara HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.