Trabzon'lu Üniversite Öğrencisi Çocukken yendiği lösemiyle mücadele edenlere destek oluyor
- İsmet Yiğit Özergin:
- "Hastaların moralleri yüksek olmalı. Ailelere de büyük iş düşüyor. Onların da gerekli hassasiyeti göstermeleri lazım"
- Anne Nuran Özergin:
- "Kızılay'a kan bağışına çok mutlu oluyorum. Sanki kanat takacakmışım gibi hissediyorum. Ne kadar kan bağışı, o kadar çocuk hayatı demek"
Trabzonlu İsmet Yiğit Özergin, çocukluğunda yenmeyi başardığı lösemiyle mücadele eden hastalara destek ve moral veriyor.
Gümüşhane Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nde eğitim gören 26 yaşındaki Özergin, 5 yaşındayken arkadaşlarıyla oynarken bacağında hissettiği ağrı nedeniyle ailesi tarafından hastaneye kaldırıldı. Yapılan tetkikler sonucunda İsmet Yiğit Özergin'e lösemi teşhisi konuldu. Bunun üzerine Özergin ailesi, oğullarını tedavi için Ankara'ya götürdü. LÖSEV'in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün Ezer'in de sürekli yardımcı olduğu Özergin, yaklaşık 3 yıllık tedavi sonrasında hastalığı yendi. İsmet Yiğit Özergin ve ailesi, LÖSEV gönüllüsü olarak kendileri gibi bu hastalıkla mücadele eden kişilere yardımcı olmaya karar verdi.
Özergin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle Karadeniz Bölgesi'ndeki hastalarla sosyal medya üzerinde irtibata geçtiklerini söyledi. Hastane ziyaretleri ve etkinlikler düzenleyip hastalara moral verdiklerini belirten Özergin, "Teknolojinin gelişmesiyle bu hastalıkla ilgili yeni gelişmeler yaşanıyor. İyileşme oranı da yükseldi. Eskisi gibi değil. Günümüzde her şey daha da kolaylaştı. Hastalara bunları anlatıyoruz." dedi.
Özergin, hastaların morallerinin yüksek olması gerektiğine dikkati çekerek "Ailelere de büyük iş düşüyor. Onların da gerekli hassasiyeti göstermeleri lazım. Hastanın yaşantısına, yemesine, içmesine dikkat etmesi, kendisine de iyi bakması lazım." diye konuştu.
Baba Kadir Özergin, 1997 yılında oğlunun hastalığı nedeniyle lösemi ile tanıştıklarını dile getirdi. Kesin teşhisin konulmasıyla oğluna 52 gün ana tedavi yapıldığını anlatan Özergin, "120 hafta bu hastalıkla mücadele ettik. Önce ayda bir, sonra 3 ayda bir kontrol oldu. Kontroller Ankara'da yapılıyordu. 10 sene boyunca kontrol altında tutuldu. Daha sonra tamamen iyileştiğine inanınca kontroller de son buldu." dedi.
Özergin, hastalıkla mücadelede LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Üstün Ezer'in de kendilerine çok fazla yardımcı olduğuna işaret ederek "Oğlum Ankara'da yatarken gece yarısı trombosit kan ihtiyacı oldu. Askeriyeden yardım istedik. Kan veren askerlerden birinde de bu hastalığın olduğu ortaya çıktı. O güne kadar asker de hastalığının farkında değilmiş. Benim için çok ilginçti. Aklımdan çıkmayacak bir şeydi." diye konuştu.
- "Lösemili bir çocuğa yardım ettiğim zaman dünyanın en mutlusu oluyorum"
Anne Nuran Özergin ise oğlunu hastalığından dolayı 9 yaşında okula gönderdiğini aktararak "Her teneffüs okuldaydım. 'Sırtı terledi mi, maskesi kaydı mı?' diye kontrol ediyordum. 'Bir şey olur.' korkusuyla 11 yaşına kadar maskesini çıkarttırmadım. Allah'a şükürler olsun. Artık her şeyi normal, hiçbir sıkıntısı yok. Gönlüm rahat, şükürler olsun." dedi.
LÖSEV ile gönüllü çalıştıklarını anlatan Özergin, "Üstün Bey oğlumun doktoruydu. Yaşadıklarımıza yakından şahit oldu. O nedenle biz de şimdi LÖSEV'e yardım ediyoruz. Lösemili bir çocuğa yardım ettiğim zaman dünyanın en mutlusu oluyorum." dedi.
Özergin, televizyondaki bazı dizilerde kanserle ilgili bölümleri izlediklerinde çok etkilendiğini vurgulayarak "Kızılay'a kan bağışına çok mutlu oluyorum. Sanki kanat takacakmışım gibi hissediyorum. Ne kadar kan bağışı o kadar çocuk hayatı demek çünkü bir günde 3 ünite kan alan hastalar dahi var." diye konuştu.