Invamed'den periferik arter hastalığı bilgilendirmesi
İSTANBUL (AA) - Invamed AR-GE laboratuvarlarında geliştirilip, üretim kampüsünde üretilen "TemREN Aterektomi Sistemi (Damar Tıraşlama)", güvenli bir şekilde stent ve balon prosedürlerine hazırlık için damar içerisinde yıllar boyunca birikerek tıkanıklığa yol açan plakları keserek, dışarı çıkartıyor.
Invamed'den yapılan açıklamaya göre, Türkiye'de özellikle 50 yaş üzerindeki ortalama 200 bin hastaya periferik arter hastalığı teşhisi konuluyor.
Büyük çoğunluğu bacak bölgesinde görülen periferik arter hastalığı, atardamarların daralması ya da tıkanması sonucunda ortaya çıkan bir hastalık olarak biliniyor.
Yıllar içerisinde çeşitli sebeplerle atardamar iç çeperlerinde yağ, kolesterol artıkları, kalsiyum ve beyaz kan hücreleri birikebilirken, bacak atardamarlarında, zamanla biriken bu zararlı maddeler aterom plakların oluşmasına neden oluyor ve bu duruma "Ateroskleroz (damar sertliği)" deniyor.
Periferik arter hastalığı tedavi edilmezse hastalık ilerleyebiliyor ve yetersiz kan akışından dolayı ciddi doku hasarlarına yol açarak sağlığı olumsuz yönde etkiliyor.
Hatta bu tıkanıklık sonucunda bacak kangrenleşebiliyor, bu da ileri aşamalarda bacağın kesilmesine (ampütasyona) kadar gidebiliyor.
Bu durumu önlemek için ateroskleroza uğrayan arterlere tedavi amaçlı stent veya balon yerleştiriliyor ancak aşırı veya tam tıkalı damarlarda stent ve/veya balon yerleştirmek bu tıkanıklıktan dolayı mümkün olmayabiliyor.
Invamed AR-GE laboratuvarlarında geliştirilip, üretim kampüsünde üretilen "TemREN Aterektomi Sistemi-Damar tıraşlama" elmas şeklindeki uç tasarımı, maksimum lümen çapına ulaşılmasına yardımcı olurken, organik dokuya zarar vermeyen kusursuz yapısı sayesinde güvenli bir şekilde stent ve balon prosedürlerine hazırlık için damar içerisinde yıllar boyunca birikerek tıkanıklığa yol açan plakları keserek, dışarı çıkartıyor.
TemREN Aterektomi Sistemi kolayca ayarlanabilir rotasyonel hareket kabiliyeti sayesinde, cerraha stent veya balon yerleştirmede güvenli bir çalışma alanı sağlıyor.
Bu sayede, yüzde 96'lık teknik başarı ile uzun dönemli yüksek performans ve etkin klinik sonuçlar alınabiliyor.