Baba yadigarı dikiş makinesiyle 20 yıldır Çal yeleği dikiyor

TRABZON (AA) - MELTEM YILMAZ KARAKURUM - Trabzonlu 50 yaşındaki Zehra Kaçağan, "Çal yeleği" olarak bilinen yöreye özgü giysiyi, baba yadigarı antika dikiş makinesiyle yıllardır hem dikiyor hem de satıyor.

Düzköy ilçesine bağlı Çal Mahallesi'nde yaşayan ve mahallenin yelekçi "Kara ablası" olarak bilinen Kaçağan, 20 yıl önce arkadaşının diktiği yeleklerden heveslenerek üretimine merak sardı.

Örnek bir yelek alan ve kestiği parçalara şekil veren Kaçağan, ardından babasının hediye ettiği antika dikiş makinesiyle ufak çaplı dikime başladı.

Evli ve 2 çocuk annesi Kaçağan, tarla, bağ, bahçe ve hayvanlarının yanı sıra dikişe de zaman ayırarak bir süre sonra bu işi meslek haline getirdi.

Kendisine 15 metrekarelik ahşaptan atölye kuran Kaçağan, yörede özellikle düğün ve şenliklerde kullanılan "Çal yeleği"ni, beş farklı kumaş kullanarak dikiyor.

Kaçağan'ın diktiği yelekler, yöre halkının yanı sıra yurt içi ve dışından da talep görüyor.

- "Yaklaşık 20 yıl önce bir hevesle yola çıktım"

Gününün çoğunu ev işleri dışında dikiş dikerek geçiren Zehra Kaçağan, AA muhabirine, dikiş dikmeyi sevdiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Arkadaşıma küçük bir yelek diktirdim. Eve geldim, merak ettim. Dedim ki 'Acaba yapabilir miyim?' Küçük küçük parçalar aldım ve ona bakarak yapmaya çalıştım. Bir tane, iki tane derken işi ilerlettim. Hevesimi mesleğe dönüştürdüm."

Kaçağan, babasının kendisine antika bir dikiş makinesi hediye ettiğini de aktararak, "Makinem çok eski. Rahmetli babamın hediyesi. Ondan kuvvet aldım ve yaptım. 'Sen yaparsın kızım' dedi ve cesaret verdi. Dikişi de zaten babamdan öğrendim. Öyle de bu işe devam ettim." diye konuştu.

- "İnce bir iş olduğu için iki günde bir yelek dikebiliyorum"

Yaptığı işin incelik gerektirdiğinin altını çizen Kaçağan, "İnce bir iş olduğu için iki günde en fazla bir yelek dikebiliyorum. Renklerini de hep ayrı ayrı kullanıyorum. İşlemelerini ise makinede yine elle yapıyorum." dedi.

Yörede "Çal yeleği"nin düğün, dernek ve şenliklerin vazgeçilmez kıyafetlerinden olduğuna dikkati çeken Kaçağan, "Bu geleneği eskiden beri sürdürüyoruz. Gençlerimiz de bundan vazgeçmiyor. İlgi gerçekten fazla. Yöreye gelen turistler de bu kıyafetlerimizi beğeniyor. " ifadesini kullandı.

Kaçağan, satışların çok iyi gittiğini vurgulayarak, "Talebe zaman zaman yetişmekte zorlanıyorum. Uzaklara da dikiyorum. Almanya, Fransa, Tekirdağ gibi yurt içi ve dışı birçok yerden sipariş alıyorum. Mutluyum, işimi seviyorum." dedi.

- "Gelinimin bohçasına da koyacağım"

Yöresel yelek diktiren Nuran Samast da diktirdiği yeleği çok beğendiğini ifade etti.

Yöresel yelekten vazgeçemediklerini belirten Samast, "Düğün yapacağım, nişan yapacağım. Yeleğimi diktirdim, şimdi elbise diktireceğim. Gelinimin bohçasına da koyacağım. Yöresel yelek, etek, çorap her şeyi koyuyoruz bohçaya. Bizim için vazgeçilmez. " diye konuştu.

Samast, torunlarının da yöresel yelekleri olduğuna işaret ederek, şenliklerde, düğünlerde bu kıyafetleri giydiklerini sözlerine ekledi.