Uzmanlar pandemi sonrası için beklenen tehlikeye dikkat çekti

 "Pandemi 1 sene sonra tam bitse dahi devamında şiddet, suç, uyuşturucu bağımlılığı, intihar eğilimleri geçmişte yaşadığımız yıllara göre daha fazla artacak”
- "Şiddetle mücadelede bütün belediyeler bütün yerel yönetimler yer almalı, üniversiteler yer almalı"

TRABZON (İHA) – Covid 19 pandemisi sonrası toplumda şiddet, suç, uyuşturucu bağımlılığı ve intihar eğilimlerinin geçmişte yaşanandan çok daha fazla yaşanacağı belirtildi.
İnsan Hakları Şiddetle Sivil Mücadele sosyal arabuluculuk saha aktörleri yetiştirme/geliştirme sosyal projesi toplantısı Trabzon’da yapıldı. Toplantıda ilk olarak söz alan Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, projenin 17 Nisan 2021 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Çuvalcı “Bu proje, Karadeniz Teknik Üniversitesi ile Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM) arasında 7 Nisan 2021 tarihinde bir işbirliği protokolü imzalanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Söz konusu işbirliği ile Üniversitemiz HEGEM vakfı arasında, başta insan hakları, şiddetle mücadele ve sosyal arabuluculuk konuları olmak üzere birçok alanda ortak çalışmalar yapılması öngörmektedir” dedi.
HEGEM Başkanı Adem Solak toplantıda yaptığı konuşmada pandemi bitse bile devamında suç, uyuşturucu bağımlılığı ve intiharların artacağına dikkat çekti. Solak “Milat saydığımız büyük projenin arka planı bütün dünyada ama özellikle ülkemizde artan şiddet, suç ve bunların her türlü tahribatıyla ilgili büyük bir hamleyi başlatmaktı. Nedir bizim geldiğimiz nokta? Elbette bir anda olmuyor suç, şiddet meselesi. OECD ülkeleri Batı ülkeleri arasında Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra ikinci sırada sıkıntılı bir durumumuz var. Nedir sayılarımız? 2019 yılı başsavcılıkları dosyalarına baktığımızda 1 yıl içinde başsavcılık dosyalarında fail ya da mağdur olarak yer alan kişi sayısı yaklaşık 24 milyon. Bu çok büyük sıkıntılı bir sayı. Yine 2019’da 27 bin kişiden fazla insanımızın kasten öldürüldüğü sayıları ile karşılaşıyoruz. 2020 Adli istatistik kitapçığına baktığımda adli icra ve iflas dairelerindeki dosya sayımızın 36 milyon olduğunu görüyoruz. Tüm adliyedeki açık dosya sayımız 50 milyona yakın. Bu korkunç bir rakam çünkü 24 milyon hanemiz var. Yani hane başına 2 tane adli dosya düşüyor. Hukuk, boşanma, ceza hepsini kastediyorum. Bizin daha endişeli olduğumuz bir konu son 5 senede şiddetle mücadele vakfı olarak 20’den fazla ilde 537 akademisyenle 33 bilimsel araştırma yaptık. Bütün illerin, bölgelerin durumuna baktığımızda şiddetle ilgili radikal duyguların düşüncelerin gelecekte bizi daha çok rahatsız edeceğini tespit ettik. Bu projeye ondan dolayı ihtiyaç var. Bu rahatsız ediş nedir ? özellikle pandeminin oluşturduğu gerginlikten dolayı bizim bilimsel öngörümüz pandemi 1 sene sonra tam bitse dahi devamında şiddet, suç, uyuşturucu bağımlılığı, intihar eğilimleri geçmişte yaşadığımız yıllara göre daha fazla artacak. Bunun çok ciddi sosyal tedbirlerine ihtiyaç var. Biz şunu gördük. Var olan sistemler yani bakanlık uygulamaları var olan uzmanların bu ağır yükün altından çıkması mümkün değil. Saha çalışmaları bunu gösteriyor. Belediyeler sosyal belediyeciliğe geçmeli. Şiddetle mücadelede bütün belediyeler bütün yerel yönetimler yer almalı, üniversiteler yer almalı” diye konuştu.

"100 binden fazla sosyal arabulucu yetiştirmeyi düşünüyoruz"
Türkiye’de 100 binden fazla sosyal arabulucu yetiştirmeyi düşündüklerini kaydeden Solak, “Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Anadolu Üniversitesi sosyal meseleleri çözmek üzere Ankara’da araştırma, uygulama merkezi açıyor. BU KTÜ’dür, bu insan hakları ve sosyal arabuluculuk merkezidir. Bu merkez üzerinden biz önümüzdeki birkaç senede Türkiye’de 100 binden fazla sosyal arabulucu yetiştirmeyi ve onları belgelendirmeyi düşünüyoruz. Adalet Bakanlığının eylem planı zamanında ortaya konmuş bir plandır. Eğer saha biz, mülkü amirler, yerel yönetimler ve bürokratlar ve sahadaki çalışanlar ve sonradan eklenecekler 11. kalkınma planında vaaz edilen kadınla, çocukla, bütün toplumla, canlılarla, şiddetle mücadeleyi dikkate alırsa ona bağlı çıkan şiddetle mücadele eylem planının emrettiği şeyler ki; şiddetle mücadele eylem planında din görevlileriyle ilgili ayrı bir izah var. Diyor ki madde; İnsan Hakları Eylem Planında, bütün din görevlileri bu insan hakları eylem planıyla ilgili eğitici sertifika programlarından geçirilecek. Yani bütün din görevlileri sosyal arabulucu olacaklar. Din görevlilerine öğretmenler kadar ihtiyaç var ama onları eğer dini, ilahi bilgileri yanında pozitif bilgilerle, pozitif bilim ışığıyla aydınlatmak kaydıyla” ifadelerini kullandı.