Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Salgını fırsat bilerek yeni bir finansal dalgalanma oluşturmak isteyenlere fırsat vermedik'
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Salgını fırsat bilerek yeni bir finansal dalgalanma oluşturmak isteyenlere fırsat vermedik'
Hülya Keklik-Mevlüt Hasgül-İlker Turak
ANKARA (İHA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir süredir maruz kaldığımız ekonomik tuzaklarla mücadele ederken, salgını fırsat bilerek yeni bir finansal dalgalanma oluşturmak isteyenlere elimizdeki tüm araçları kullanarak fırsat vermedik. Kılıçdaroğlu’nun sürekli sorup durduğu dövizlerin önemli bir bölümü, işte bu mücadelede kullanılmıştır. Vakitlice ve etkin şekilde aldığımız tedbirler sayesinde salgının hem sağlık boyutunda, hem ekonomide daha ağır hasara sebep olmasının önüne geçtik" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Gara katliamının öncesi ve sonrasıyla terör konusunda kimin nerede durduğunu göstermesi açısından turnusol olduğunu söyleyen Erdoğan, ”İşte önceki gün hem il kongremize iştirak etmek, hem deprem konutlarının temel atma törenine katılmak, hem Dokuz Eylül Üniversitemizin düzenlediği Göç Konferansı'nda konuşmak üzere İzmir’deydik. İşgalin, işgal acısının, sivil katliamının ne demek olduğunu gayet iyi bilen İzmirli kardeşlerimin tüm bu olup bitenleri enine boyuna değerlendirdiğine inanıyorum. Bir asır önce İzmir’de başlayan işgalin bir benzerini 40 yıldır doğu ve güneydoğu sınırlarımızda tekrarlamak için çalışanları nasıl hüsrana uğrattıysak, onların fiili ve siyasi işbirlikçilerine de hak ettikleri dersi vereceğiz” dedi.
“Milletimiz, vesayet karşısında nasıl boyun eğmediyse, darbe girişimlerine göğsünü nasıl siper ettiyse, uluslararası tuzakların üstesinden birer birer nasıl geldiyse, Allah’ın izniyle bu kirli zihniyeti de aynı şekilde tarihin tozlu raflarına havale edecektir” diyen Erdoğan, ”Söze, terör örgütlerinin mensuplarını ve söylemlerini savunarak başlayanların diğer konulardaki ifadelerinin altında yatan sinsi niyetleri de milletimiz gayet iyi görüyor. Sordukları her soruyla aslında devlet yönetiminden, uluslararası ilişkilerden, ekonominin nasıl işlediğinden, salgının dünyada ve ülkemizde hangi sonuçlara yol açtığından, bunlara karşı alınan tedbirlerin mantığından zerre kadar anlamadıklarını kendi ağızlarıyla ikrar ediyorlar. Dış politikada sorunlar yaşandığını söyleyip, bunların sebebinin ülkemizin bütünlüğüne, birliğine, beraberliğine yönelik saldırılar olduğunu gizleyen bu kafa, elbette siyasi ikbalini Türkiye’nin yaşayacağı felaketlere bağlar. Bununla da kalmayıp, bir de 20 yıl öncesinin Türkiye’sine güzellemeler diziyorlar. Milletimiz 20 yıl önce neler yaşadığını unutmadı” şeklinde konuştu.
"Şu anda Batı Türkiye’nin ağlık sistemini örnek alıyor”
Türkiye’de AK Parti iktidarı öncesi sağlık, eğitim, ve hayatın birçok alanında sorunlar yaşandığını belirten Erdoğan, ”Eğitimde, evlatlarının 70-80 kişilik sınıflarda okuduğunu, çok kere öğretmen bulamadığını, ders kitabı almak için günlerce kuyruklarda beklediğini, kimi yokluktan, kimi kılık-kıyafet baskısından nice çocukların eğitimden mahrum kaldığını kimse unutmadı. Sağlıkta, hastanelerde çektiği çileleri, doktorundan hemşiresine, yatağından ambulansına, cihazından ilacına kadar hangi yokluklarla karşı karşıya kaldığını kimse unutmadı. Çalışanından emeklisine, engellisinden yaşlısına kadar her kesimden insanımızın hangi sıkıntılarla hayatlarını sürdürmeye çalıştığını kimse unutmadı. Aynı şekilde ulaştırmadan enerjiye, spordan çevreye kadar her alanda nasıl bir ülkede yaşadığını kimse unutmadı. Eski Türkiye, devlet yok. Kılıçdaroğlu sen neredesin? Ölüleri bile rehin aldınız. Biz bunları yaşadık. Şu anda böyle bir hastane kaldı mı? Herkes huzurlu. Her geçen gün daha güçlü hale geliyoruz. Şu anda Batı Türkiye’nin sağlık sistemini örnek alıyor” diye konuştu.
“Çaresizlik içinde etrafına bakınıp 'nerede bu devlet' diye feryat eden insanların yaşadığı bir dönemin özlemini yaşayanlar, milleti yeniden yokluklara, çilelere, sefalete, eziyete mahkûm etmek istiyor demektir” diyen Erdoğan, ”Allah Türkiye’yi bu zihniyetten de, onun ihtiraslarından da, onu besleyip milletin başına musallat edenlerden de korusun diyoruz. Ülkemizin terörle mücadele konusundaki kararlılığı, sadece içimizdeki terör sevdalılarını değil, dışarıda da epeyce bir kesimi rahatsız ediyor” dedi.
"Türkiye’nin sınırları içinde ve dışında yürüttüğü terörle mücadele harekatları meşru hakkıdır"
Türkiye’nin sınırları içinde ve dışında yürüttüğü terörle mücadele harekatlarının hem meşru hakkı olduğunu hem de insani görevi olduğunu kaydeden Erdoğan, ”Dünyadaki her devlet gibi Türkiye de kendisine yönelen tehditlere karşı mücadelesini, gerektiğinde kaynağına kadar inerek sürdürme hakkına sahiptir. Coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın bize yüklediği kardeşlik, dostluk, insanlık görevlerini yerine getirmek için kimseden icazet alacak değiliz. Samandağ’dan Şemdinli’ye kadar tüm sınırlarımızı yeteri kadar derinliğe inerek güvenli hale getirene kadar durmayacağız. Balkanlar'dan Türkistan’a, Kafkasya’dan Afrika’ya kadar gönül sınırlarımızın tamamındaki her bir kardeşimizin iyi ve kötü gününde yanında olmayı sürdüreceğiz. İlke ve onur sahibi herkesi, Türkiye’nin bu meşru mücadelesine ve yaklaşımına destek vermeye davet ediyoruz. Her kim bu mücadeleye 'ama'lı, 'fakat'lı beyanlarla gölge düşürmeye kalkarsa, bilsin ki hayati bir hata içindedir. Bencil stratejik önceliklerin, kısır hesapların, yanlış ittifakların ürünü politikalarla açılan tehlikeli yolun sonu herkes için felakettir” dedi.
Türkiye’nin teröre karşı tutumunun tarih boyunca değişmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Yıllardır Batılı dostlarımıza 'terör örgütleriyle aynı yatağa girmeyin, bunlar yılan gibidir, tabiatları icabı bir gün mutlaka sizi de ısırırlar' diyoruz. 'Terör ateşini gördüğünüz yerde söndürmezseniz, bir gün mutlaka size de sıçrar' diye ikaz ediyoruz. Buna rağmen hala aynı hatalar tekrarlanıyor. Bizi dinlemeyenlerin akıbetini işte hep birlikte seyrediyoruz. Daha şimdiden sokakları ateşe ve kana bulanan, parlamentoları işgal edilen, ırkçılık ve İslam düşmanlığıyla sarsılan bu ülkelerin yarınlarını düşünmek bile istemiyoruz. Türkiye gibi dünyanın en köklü devletlerinden biriyle beraber olmak yerine eli kanlı terör örgütleriyle iş tutmayı tercih edenler, aynı kafayla gittikleri sürece hızla sürüklendikleri kara delikte kaybolup gideceklerdir. Bizi de aynı kara deliğe sürüklemek amacıyla kullandıkları aparatların gayretleri de onları kurtaramayacak. Çünkü bu milletin feraseti ve irfanı, tarih boyunca nice senaryoları boşa çıkarmış, nice saldırıları püskürtmüş, ülkesini nice sarsıntılardan sapasağlam çıkarmıştır” ifadelerini kullandı.
"2023 hedeflerimize de ulaşacağız, evlatlarımıza 2053 vizyonumuzu da miras bırakacağız"
Türkiye’nin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine zarar verilemeyeceğini ifade eden Erdoğan, ”Ne yaparlarsa yapsınlar, milletimizin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini bozamayacaklar. Ne yaparlarsa yapsınlar, bayrağımızda anlamını bulan istiklal ve istikbal aşkımızı söndüremeyecekler. Ne yaparlarsa yapsınlar, canımızdan, cananımızdan değerli gördüğümüz vatanımızı parçalayamayacaklar. Ne yaparlarsa yapsınlar, devletimizi yıkamayacak, ülkemize diz çöktüremeyecekler. Edirne’den Kars’a, Trabzon’dan Hatay’a kadar hep birlikte ortaya koyduğumuz bu kararlılığımız en büyük gücümüzdür. Allah’ın yardımı, milletimizin desteği, dostlarımızın duasıyla 2023 hedeflerimize de ulaşacağız, evlatlarımıza 2053 vizyonumuzu da miras bırakacağız. Çünkü biz 81 vilayetiyle Türkiye’yiz. Çünkü biz 84 milyonun tamamıyla Türk milletiyiz” dedi.
Terör meselesinde bu gelişmeler yaşanırken, tüm dünyada dengeleri kökten değiştirme potansiyeline sahip korona virüs salgınının da yakından takip edildiğini vurgulayan Erdoğan, ”Dünyada Covid-19 vakası sayısı 113 milyonu, virüsten ölen insan sayısı da 2,5 milyonu geçti. Korona virüs salgını, tüm dünyayla birlikte ülkemizde de etkili olmuş, 2 milyon 645 bine yakın vatandaşımızın virüse maruz kalmasına, 28 binden fazla vatandaşımızın da vefatına yol açmıştır. Vakitlice ve etkin şekilde aldığımız tedbirler sayesinde salgının hem sağlık boyutunda, hem ekonomide daha ağır hasara sebep olmasının önüne geçtik. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada ekonomiler geçtiğimiz yıl ciddi bir daralma yaşarken, Türkiye büyümesini sürdürebilen az sayıdaki devlet arasında yer aldı” diye konuştu.
"Kılıçdaroğlu’nun sürekli sorup durduğu dövizlerin önemli bir bölümü, işte bu mücadelede kullanılmıştır"
Yaşanan süreçte ekonomik tuzaklara fırsat verilmediğini bildiren Erdoğan, ”Bir süredir maruz kaldığımız ekonomik tuzaklarla mücadele ederken, salgını fırsat bilerek yeni bir finansal dalgalanma oluşturmak isteyenlere elimizdeki tüm araçları kullanarak fırsat vermedik. Kılıçdaroğlu’nun sürekli sorup durduğu dövizlerin önemli bir bölümü, işte bu mücadelede kullanılmıştır. Hamdolsun bu sayede kuru ve faizi çok yükseklere taşıyarak, toplumsal kargaşa peşinde olanların oyunlarını bozduk” açıklamasında bulundu.
"Karşılıksız olarak aktardığımız kaynak miktarı da 53 milyar lirayı aştı"
Salgının yol açtığı sıkıntıları azaltmak için emekliden ihracatçıya, esnaftan işçiye, çiftçiden sanayiciye kadar herkese yönelik çok ciddi destek paketlerinin hayata geçirildiğini kaydeden Erdoğan, ”Hayata geçirdiğimiz destekler ve teşvikler için 311 milyar lirayı bulan bir kaynak kullanarak, her bir vatandaşımızın yanında olmaya çalıştık. Sosyal destek ve kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere sosyal koruma kalkanı uygulaması kapsamında milletimize doğrudan ve karşılıksız olarak aktardığımız kaynak miktarı da 53 milyar lirayı aştı. Elbette salgının yayılmasını önlemek için aldığımız tedbirler sebebiyle faaliyetlerine ara verilen veya kısıtlanan sektörlerdeki vatandaşlarımızın sıkıntılarını biliyoruz. Özellikle bu kategoride yer alan esnaflarımıza yönelik ciro desteğinden kira yardımına, kredi kolaylığından istihdam teşviklerine kadar pek çok ilave destekte bulunduk. Tek bir vatandaşımızın dahi mağdur olmaması, kendini sahipsiz hissetmemesi için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Hiç şüphesiz bu tür destek ve teşviklerin kalıcı çözümler olmadığının da farkındayız” dedi.
"Türkiye olarak bizim normalleşme adımlarını atmamız da yetmiyor"
Üretimi, istihdamı, ticareti yeniden canlandırmanın yolunun normalleşme adımlarından geçtiğini ifade eden Erdoğan, ”Önümüzde bir tarafta her gün milletimizle paylaşılan vaka, hasta, ölüm sayıları var, diğer tarafta ise normalleşme adımları için belirlediğimiz takvim var. Şayet bu ikisini dengeli bir şekilde götüremez ve kontrolsüz bir normalleşmeye yönelirsek, bir süre sonra yeniden artan vaka ve vefat oranları sebebiyle çok daha sert tedbirleri hayata geçirmemiz kaçınılmaz olacaktır. Bunun için milletimden sabır istiyorum. Ayrıca sadece Türkiye olarak bizim normalleşme adımlarını atmamız da yetmiyor. Bu sürecin tüm dünya ile birlikte, özellikle de yakın ekonomik ve insani ilişkilerimizin bulunduğu Avrupa coğrafyasıyla birlikte yürümesi gerekiyor. Üretimden ihracata, turizmden ticarete kadar her alanda ancak bu şekilde arzu ettiğimiz neticelere ulaşabiliriz. Şehirlerimizde virüsün kol gezdiği, havalimanlarımıza dünyanın pek çok yerinden uçuş yapılmadığı, sınır kapılarımızın diğer taraftan kapalı olduğu, üretim için hammadde temin edemediğimiz, ürettiğimizi yerine teslim edemediğimiz bir normalleşme hiçbirimizin işine yaramaz” ifadelerini kullandı.
"1 Mart’tan itibaren diğer alanlarda da kriterleri karşılayan illerimizde beklentileri karşılayacak adımlar atılmaya başlanacak"
Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen kriterlere göre şehirler bazında normalleşme adımlarının atılmaya başlandığını bildiren Erdoğan, "İnşallah 1 Mart’tan itibaren diğer alanlarda da kriterleri karşılayan illerimizde beklentileri karşılayacak adımlar atılmaya başlanacak. Vatandaşlarımızdan salgının kendi illerindeki seyir durumunu yakından takip etmek ve kurallara harfiyen uymak suretiyle bir an önce normalleşme kriterlerine ulaşılmasını sağlamalarını bekliyorum. Bu mücadele ancak 84 milyon hep birlikte aynı kararlılıkla hareket edersek başarıyla neticelenebilir. Aksi takdirde vaka ve ölüm sayılarını hedeflediğimiz seviyelerin altına düşürerek salgını tamamen yenmekte zorlanırız. Bu çerçevede aşılama çalışmalarını, belirlenen öncelik gruplarına göre devam ettiriyoruz. Mart ayı inşallah aşılama konusunda da çok büyük mesafelerin kat edileceği bir dönem olacaktır” diye konuştu.
Aşı temini için tüm kanalların zorlandığını söyleyen Erdoğan, ”Sizlerden de, normalleşme kriterlerinin bir an önce yakalanabilmesi için kendi illerinizdeki vaka ve aşılama süreçlerini yakından takip etmenizi istiyorum. Sağlık Bakanlığımızla, İçişleri Bakanlığımızla, diğer ilgili birimlerimizle yakın işbirliği halinde illerinizdeki görünümü olumlu yönde geliştirerek, normalleşme sürecini nihayete erdireceğinize inanıyorum. Tüm sıkıntılara rağmen 2020 yılında üretimi sürdüren, 16 milyon turist rakamına ulaşan, yılı pozitif büyümeyle kapatacağı anlaşılan Türkiye için 2021 yılını yeni bir atılım dönemi haline dönüştürmemiz şarttır. Hamdolsun, bu yıla dair öncü göstergeler umut verici gelişmelere işaret ediyor. Üretim ve ihracat tarafı gayet iyi gidiyor” dedi.
"Enflasyonu düşürme, kur istikrarını sağlama, faizleri aşağıya çekme konusundaki kararlılığımızı, attığımız her adımda gösteriyoruz"
Dünyanın pek çok yerinde paniğe yol açan gıda üretimi, tedariki ve dağıtımı konusunda da hiçbir sıkıntının bulunmadığını kaydeden Erdoğan, ”2021 yılını yeni bir atılım yılı haline dönüştürmemiz şart. Üretim ve ihracat tarafı gayet iyi gidiyor. Gıda üretimi, tedariki konusunda hiçbir sıkıntımız bulunmuyor. Şu anda Tarım Kredi Kooperatifi sayısını 180’den 500’e çıkarma talimatını verdik. Tarım kredinin marketleriyle, zincir marketlerinin vatandaşımızı sömürdüğü noktada dahil olmamız gerekiyor. İlk etapta 500, sonra bin, daha sonra bu sayıları artıracağız. Mecburuz ve bunu da yapacağız. Sizler piyasayı yağmalarsanız kusura bakmayın biz bu adımı atacağız. Geçtiğimiz günlerde açıklanan ocak ayı beyaz eşya iç pazar satışı ve ihracat rakamları, büyümenin güçlü bir şekilde sürdüğünü gösteriyor. Buna göre ocakta beyaz eşya iç pazar satışı yıllık yüzde 59 artarken, aynı ürünlerin ihracatında da yüzde 17 büyüme yaşandı. Bütün bunlara bağlı olarak ocakta beyaz eşya üretimi yüzde 38 arttı. İnşallah yakında diğer alanlarda da benzer sevindirici haberleri almayı sürdüreceğiz. Enflasyonu düşürme, kur istikrarını sağlama, faizleri aşağıya çekme konusundaki kararlılığımızı, attığımız her adımda gösteriyoruz" ifadelerini kullandı.
Bir süredir yavaşlamış olan uluslararası finans ve yatırım çevrelerinin Türkiye’ye ilgisinin giderek arttığını kaydeden Erdoğan şunları söyledi:
"Kendi yatırımcılarımızı da harekete geçmeye, üretime, ihracata ve istihdama katkıda bulunmaya davete ediyoruz. Milletimizin moralini bozmaya, esnafımızı kışkırtmaya, halkı birbirine düşürmeye çalışanlara fırsat vermeden bu sıkıntılı süreci nihayete erdirmekte kararlıyız."