Spor yazarlarının Trabzonspor-Galatasaray maçı yorumları

Spor yazarlarının Trabzonspor-Galatasaray maçı yorumları

 

 

NECMİ PEREKLİ 

İlk yarıda her iki takımın denk oynadığı ancak önemli pozisyonların olmadığı görülüyordu. İlk yarıdaki oyunu ile Trabzonspor, bu yılın belki de en iyi ve en kişilikli futbolunu oynuyordu. Hatta 2. yarıda galibiyet konusunda epeyce umut vardı.

 

Fakat oyuna daha fazla ağırlık koyan bir Galatasaray vardı. İlk yarıdaki oyunundan da eser kalmayan bir Trabzonspor sahadaydı. Trabzonspor'un en önemli eksiği, oynadığı futbola hız ve paslaşmalarda sürat kazandıramamasıdır. Hücum döneminde kaybedilen bu zaman çok önemlidir.

 

Bunun yanında Trabzonsporlu oyuncularda bir miktar telaş da sezdim. Maalesef oyuna akıcılık, devamlılık ve istikrar katamadıkları gibi ileride de bir gole yakın adam eksikliği gün gibi aşikârdır.

 

Trabzon savunmasını biraz daha toparlanmış olarak görürken özellikle Marlon'un her geçen gün daha iyi performans ortaya koyması da için kazançtır. Bu takımın gittikçe tüm eksiklerine rağmen her geçen gün daha da kaliteli ve oturaklı olmaya başladığını görüyoruz.

 

Ha, yeterli mi elbette malum hedeflerin gerisinde kalmaktadır. Biz bu beğeniyi yeni bir yapılanma adına ileri sürdük. Diğer taraftan beni daha çok umutlandıran fotoğraf Abdullah Avcı'nın kulübedeki kendinden emin ve güvenli duruşuyla oyuncularına kendisini kabul ettirmiş şekildeki pozisyonu çok önemli.

 

Trabzonspor'a yerleştirilmek istenen sistemin yeniden oyuncuların yeteneklerini göz önüne alarak rehabilite edilmesi çalışmaları daha faydalı olur kanaatindeyim.

 

Sonuç olarak bu maçın hakkaniyetli galibiyeti şüphesiz ortaya koyduğu gerçekçi futbolu ile Galatasaray'dı.

Diğer taraftan idare ettiği bu denli stratejik bir maçı neredeyse sıfır hata ile yöneten maçın hakemi Halil Umut Meler'i takdir etmek istiyorum.

LEVENT TÜZEMEN 

 

Galatasaray uzun bir aradan sonra Trabzon'da maç kazanmayı başardı. Arda'nın devre biterken attığı gole kadar Trabzonspor alan savunması yaparak ve geriye yaslanarak Galatasaray'a geniş alanda pas yaptırmamaya dikkat etti. Donk ve Marcao ikilisiyle geriden oyunu başlatan Galatasaray hep ayağa isabetli pas yapmaya özen gösterdi.

 

Belhanda bazen Trabzon ataklarına dönüşen top kayıpları yapsa da orta alana verdiği destekle ön plana çıktı. Kompakt oyun anlayışı içinde enerjisini fazla harcamayan Trabzonspor gol pozisyonu üretmek için kontratakları ve duran topları kovaladı. Vitor Hugo'nun kafa vuruşunu köşeden kurtaran kaleci Okan'ın zamanlaması ve takipçiliği mükemmeldi.

 

 

Galatasaray kanatlardan Saracchi ve Omar ikilisiyle bindiriyor ama Trabzonspor savunması pozisyon hatası yapmıyordu. Topa ve oyuna Galatasaray hükmediyor, Trabzon alan savunmasından vazgeçmiyordu. Bir ara oyun kalabalıktan orta alanda tıkandı.

 

Lider gibi oynayan ve oynatan Arda Turan ayağındaki topları kolay kaybetmiyor, savunmada Marcao-Donk dikkatli oynuyordu. 44. dakikada Galatasaray ilk kez hızlı ve etkili pas yaparak hücuma çıktı. Belhanda-Oğulcan-Emre Kılınç üçlüsünün başlattığı mükemmel hücumu Arda golle tamamladı.

 

Trabzonspor 2. yarı gol için öne çıkınca G.Saray hızlı atak yapacağı pozisyonları buldu. Terim'in sürpriz golcüsü Oğulcan savunma arkasına yaptığı koşu ile Galatasaray'a ikinci golü kazandırdı. Gol öncesi Ömer'in attığı pasın şiddeti kaliteliydi.

 

Galatasaray maç boyu takım savunmasından ve yardımlaşmadan vazgeçmedi. Hata yaptılar ama topu yeniden kazanmak için mükemmel bir mücadele sergilediler. Galatasaray, Trabzon'da psikolojik bir galibiyet aldı. Kaybetseydi, Trabzonspor zirveye yürüyecekti.

 

Galatasaray ise Akyazı'da ilk galibiyetini alarak moral buldu. Her üç puan değerlidir ama bu üç puanın kıymeti sezonun bütününde anlaşılacaktır.

REHA KAPSAL 

 

Trabzonspor son 6 maçta aldığı 14 puanda oyunu kontrolünü eline alıp 90 dakikada rakibine baskı kurup çok fazla pozisyona girdiği bir futbol oynamamıştı. Yalnızca orta sahada (ikinci bölgede) savunma yaparak ve biraz da futbol şansıyla hatta fikstürün de lehine olmasıyla puanları toplamıştı.

 

G.Saray maçında da Donk'a ve Taylan'a Djaniny ile Flavio'yla baskı yaptılar. Donk'un topu kullanmasını istediler. Bunu isterken az baskılı savunma yaptılar, rakibe alan ve zaman verdiler. Burada daha fazla baskılı savunma yapıp oyunu özellikle hücuma çok rahat topu sokan G.Saraş'a karşı geçiş hücumlarına izin vermemelilerdi.

 

G.Saray oyuncu kalitesiyle geçişlerde hareket sağladı. 2 golü de Trabzon'un hızlı çıktığında buldu. Burada yerleşim hatası ve dengeli durup pozisyon vermemeleri gerekir. Dikine oynanan oyunlarda Trabzon'un zafiyeti ortaya çıktı. Tabii ki bunda kadro yetersizliği ve takım kimyasının bozuk oluşu, orta saha ve forvetteki oyuncuların oyun bilgisinin az oluşu da (Nwakaeme hariç) etkiliydi.

 

Böyle bir maçta geniş alanı kullanacak Ekuban'ın sakat oluşuyla da takım halinde daha fazla sıkıntılar ortaya çıktı. Trabzon özellikle ilk yarı kırılma anlarından pozisyon kaçırdı ve iki final pasını değerlendiremedi. Kırılma anları böyle maçlarda önemlidir. Bulduklarını da değerlendiremediler.

 

G.Saray'ın maçı kazanmasındaki en temel unsur oyunu hareketlendirdiğinde ve öne doğru çabuk oynadıklarında kalite farklarını ortaya çıkarıp skor alması oldu. Bununla beraber iki takım arasındaki en temel fark, topu koşturan ve top sahip olan, daha fazla hücum aksiyonu düşünen G.Saray, topun ve rakibin peşinden koşan Trabzonspor'du. Tabii ki burada daha fazla akıl koyan, birlikte hareket eden kalite farkıyla da G.Saray oldu. Trabzonspor, son haftalardaki çıkışla 20 puan yaptı. Zirveye ortak olmak gibi bir maç oynadılar. Bu maçı kaybederek yalnız puan değil sezonun geri kalanı için de hedef koyma adına sıkıntılı bir sürece girecekler gibi görünüyor.