Her yere yavru keçileri ile gidiyor
Gümüşhane’de yaşayan İzzettin Bilici, 15 günlükken aldığı ve “Fındık” ve “Kara Kız” adını verdiği 2 yavru keçisiyle yürüyüşe çıkıyor, markete gidiyor, dolmuşa biniyor, aile hekiminde muayene oluyor, haftada bir gün banyo ettiriyor.
Aslen Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinden olan 63 yaşındaki İzzettin Bilici, 2002 yılında Bağlarbaşı Mahallesinde yaptırdığı bahçeli evine yaz aylarında geliyor. Başta şeker olmak üzere birçok hastalığı olması nedeniyle doktor tavsiyesi üzerine spora başlayan Bilici, 15 günlükken Zigana Dağı’nda bir çobandan aldığı yavru keçiler hayatına girdikten sonra daha fazla spor yapmaya başladı ve stresten arındı.
Evinin bahçesindeki kulübelerinde yatan “Fındık” ve “Kara Kız” adlı yavru keçilerine biberonla sütlerini içirdikten sonra sabah ilk iş olarak 5 kilometrelik yürüyüş yapan Bilici, kendisinden ayrılmayan yavru keçileriyle her yere gidip geliyor.
Mahalle halkının da alıştığı, transit yoldan geçenlerin durdurup fotoğraf çektiği yavru keçileriyle markete alışverişe, aile hekimliğine ilaç yazdırmaya giden Bilici, kent merkezine giderken hayvanlar yorulduğunda dolmuşa bile bindiriyor.
“Kendimi bunlara verdim, hiçbir hastalığım kalmadı"
Yavru keçileri kaşınmaya başladıkları an evinin banyosuna sokarak şampuanla yıkayıp saç kurutma makinesiyle kurulayan Bilici, Fındık ve Kara Kız sayesinde stresten arındığını söyledi.
Kendisini yavru keçilere adadığını ve evladı gibi baktığını dile getiren 3 çocuk babası Bilici, “Kendimi bunlara verdim, hiçbir hastalığım kalmadı. Günde 5 kilometre spor yapıyorum. Zamanımı hep hayvanlarla geçiriyorum. Öylesine bir hevesle başladım. Doktorlar dedi ki devamlı spor yap, fazla çalışma, stres yapma, yorma kendini. Bende kendime öyle bir eğlence olarak bunlarla zaman geçiriyorum” dedi.
Keçileri Zigana dağında 15 günlükken aldığını, ölen hayvanların yerine yenisini aldığını anlatan Bilici, “Haftada bir defa banyo yaptırıyorum. Dolaştırıyorum kendimle. Nereye gitsem onlar benimle. Parka, yürüyerek merkeze götürüyorum. Otogara gidiyorum. Orada yemek yerken onlarla geliyorum. Yoruldukları zaman dolmuşa binip getiriyorum” diye konuştu.
Zaman zaman yoldan geçerken araçlarını durdurup “Amca bir fotoğraf çekilelim mi?” sorularına muhatap olduğunu ifade eden Bilici, hayvan sevgisiyle stresten arındığını ve dolayısıyla hem şeker hastalığından hem de diğer birçok hastalığını atlattığını dile getirdi.
Bilici, yavru keçilerin banyo serüvenlerini ise “Yıkadığım zaman onlar da seviniyor, ferahlıyorlar. Haftada bir yıkandığı için devamlı istekliler. Kaşındığı zaman hissediyorum ki duş alması lazım. Alıyorum banyoya şampuanla güzelce yıkıyorum, saç kurutma makinesiyle ile kuruluyorum. Ondan sonra çıkarıyorum dışarı” sözleriyle anlattı.