Genç araştırma görevlisi sıfır atığı yaşam biçimi haline getirdi
TRABZON (AA) - GAZİ NOGAY - Trabzon'da 27 yaşındaki İrem Karadeniz, çevre kirliliğinin önüne geçmek ve israfı önlemek için yaklaşık 5 aydır sıfır atık prensibiyle yaşamını sürdürüyor.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık Bölümü araştırma görevlisi İrem Karadeniz, izlediği bir videodan etkilenerek yaklaşık 5 ay önce sıfır atık ilkesini yaşam biçimi haline getirdi.
İhtiyacı dışında alışveriş yapmayan, poşet, plastik, kağıt kullanmayan, gıda ve temizlik gibi günlük temel ihtiyaçlarını açık ürün satan yerlerden, yanında götürdüğü bez torbalar ve cam kaplarda satın alan Karadeniz, evdeki yemek artıklarını da organik gübreye dönüştürüyor.
Restorana ya da kafeye gittiğinde istisnai durumlar dışında kağıt, peçete, pipet, karton bardak kullanmayan Karadeniz'in evinden bu süreçte sadece 4 plastik damacana kapağı ve jelatinleri, bir maske, birkaç elbise etiketi, ipi ve birkaç parça kağıt parçası çıktı.
Karadeniz, bireysel olarak başladığı mücadelesini toplumsal boyuta taşıyarak çevre kirliğinin ve israfın önüne geçmeyi amaçlıyor.
- "Tek kullanımlık ürünleri ve ambalajlı ürünleri hayatımdan çıkardım"
Karadeniz, AA muhabirine, küçüklüğünden itibaren annesinin kendisini çevreye karşı duyarlı ve hassas yetiştirdiğini belirterek, 5 yıl önce internette izlediği bir sosyal medya fenomeninin videosundan sonra çevreye karşı var olan farkındalığını eyleme geçirmeye karar verdiğini söyledi.
İlk olarak paketli ürün tüketimini ciddi oranda azalttığını, zehirli içerikli kimyasalları terk etmeye başladığını, 4 aydır da hiçbir plastik içerikli ürün satın almadığını dile getiren Karadeniz, "Kağıt kullanımını da israf olmayacak derecede, büyük ölçüde azalttım, gerek görülen durumlarda kullanıyorum. Çok fazla kağıt, plastik gibi tek kullanımlık ürünleri ve ambalajlı ürünleri hayatımdan çıkardım. Market alışverişim sınırlanmış oldu. Onun yerine farklı alternatifleri olan açık satılan ürünleri tercih etmeye başladım." diye konuştu.
Gıda ihtiyacını karşılamak için önce alacaklarını listelediğini, sonra satın alacaklarına göre taşıma gereçleri hazırladığını anlatan Karadeniz, şöyle devam etti:
"Kendi torbalarım var, babamla dikmiştik. O torbalarla kuru tahıllar, ekmek gibi şeyleri alıyorum. Metal ya da cam olan kapları et, zeytin, peynir gibi ürünleri almak için yanımda götürüyorum. Markete ya da kasaba gittiğimde tek kullanımlık ürün kullanmadığımı, ürünü kendi kaplarıma almak istediğimi söylüyorum. Onlar da bana yardımcı oluyorlar. Açık satılan tahıl ürünlerini de kendi kaplarıma koyuyorum. Bu anlamda olumlu tepkiler alıyorum esnaftan. Alışveriş boyutunun yanı sıra kişisel temizlik ürünleri boyutu da var. Bu alanda yine plastik olan ürünleri kullanmıyorum. Katı şampuan kullanıyorum, katı deodorant kullanıyorum, tablet diş macunları kullanıyorum. Makyaj temizlemek için cam kavanozlarda satılan makyaj temizleme suları var. Makyaj malzemesi olarak da hassas olan üreticilerin geliştirdiği, yeniden kullanılabilir ürün ve ambalajları kullanıyorum."
Karadeniz, tek yaşadığı evinde mutfakta kullandığı yemek malzemeleri ve artıklarını da değerlendirdiğini aktararak, bu atıkları da bir kova içerisinde kompost yöntemiyle organik gübreye dönüştürdüğünü kaydetti.
Kıyafet ihtiyacını karşılarken de çok hassas davrandığını vurgulayan Karadeniz, kıyafet alırken pamuklu ya da keten olmasına ve plastik içermemesine dikkat ettiğini, eskiyen ya da yıpranan kıyafetleri beze, torbaya dönüştürdüğünü söyledi.
- "Keyif aldığım bir süreç bu, ben mutluyum"
Kendisine "böyle yaşamak çok zor" diyenler olduğunu ancak bu zorluğu bir engel değil, olayın bir parçası olarak gördüğünü belirten Karadeniz, "O zorluk beni yıldıran değil aksine motive eden bir şey oluyor. 'Her şeyin bir zorluğu var.' diye bakıyorum. Zor olanı kabullenmek önemli. Bu iradeye sahibim. Keyif aldığım bir süreç bu, ben mutluyum." dedi.
Karadeniz, yaptığının zor olduğunu dile getirenlerin yanı sıra kendisini destekleyenlerin de olduğunu anlatan Karadeniz, duygularını şöyle aktardı:
"İç huzurum çok daha iyi, çok ferah hissediyorum. Evden bir çöpün çıkmıyor olması çok rahat hissettiriyor. Çöp sonuçta, kirli, pis, tüm duyulara hitap eder. Onlar olmayınca daha rahat ve özgür hissediyorum. Ben de aslında 5 ay önce haftada bir iki torba, bazen günlük bir torba çöp çıkarabiliyordum ama şimdi o yok ve çok rahatım. Herkes belli oranda, benim kadar olmasa da bir şeylerini azaltıp kendilerini değiştirebilirler. Çöp çıkaranlara kızmıyorum. Bunun farkında olup eyleme dönüştürmek kıymetli oluyor. Eyleme dönüştürenleri görünce daha mutlu oluyorum."
Bu alanda bir şeyler yapmak isteyenlere de tavsiyelerde bulunan Karadeniz, herkesin kendince ufak dokunuşlarla başlayabileceğini, günlük hayatta pipet kullanımını bırakabileceklerini, poşet kullanımını sınırlandırabileceklerini, banyoda ve mutfakta kabak lifi kullanabileceklerini, su için de cam şişe ya da matara tercih edebileceklerini söyledi.