'Deprem darbe tipi; binaların çatı ve asansörleri kontrol edilmeli'
Mehmet YİRUN-Mehmetcan ARSLAN/TEKİRDAĞ, (DHA)- TEKİRDAĞ Namık Kemal Üniversitesi'nden (NKÜ) Doktor Öğretim Görevlisi Ahmet Bal, İstanbul Silivri açıklarındaki 6.2 büyüklüğündeki depremin beklenen ana deprem değil, darbe tipi deprem olduğunu belirterek, "Darbe tipi depremler normal depremlerden, yani enerji esaslı depremlerden farklı olarak binalarımızda ikincil elemanların hasar görmesine yol açar" dedi.
NKÜ Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Doktor Öğretim Görevlisi Ahmet Bal, İstanbul'un Silivri ilçesi açıklarında dün meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin beklenen İstanbul depremi değil, darbe tipi deprem olduğunu söyledi. Türkiye'nin aktif fay hatlarında bulunduğunu, böyle depremlerin meydana gelmesinin muhtemel olduğunu belirten Bal, "Ama bu deprem özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın bizim İstanbul'da ve Tekirdağ'da beklediğimiz ana deprem değil. Bu daha küçük ölçekli bir deprem. Yerin 7 kilometre altında ve Silivri merkeze yaklaşık 23 kilometre uzaklıkta meydana geldi. Dolayısıyla çok büyük yıkıcı bir deprem değildi. Biz depremleri sınıflandırırken büyüklüğünden ziyade özellikle inşaat mühendisleri, yani yapıları tasarlarken kullandıkları ivme değeri dediğimiz bir değer vardır. Yani yapısal ivme olarak bu tarif edilir ve bunu biz 'g' olarak, yani yer çekimini bir 'g' olarak düşünürseniz yapılarımızı sanki yatay ivme değerine göre, yüzde 40'ına göre genellikle tasarımlarız. Bu bizim eski yönetmeliklerimizde de, bu yönetmeliğimizde de genellikle örneğin Tekirdağ, Çorlu ve bizim bölgemizde, İstanbul'un da birçok önemli noktasında 0.40 g gibi bir deprem bekliyoruz" dedi.
'EN BÜYÜK DEĞER EYÜP'TE KAYDEDİLDİ'
Namık Kemal Üniversitesi'nin deprem laboratuvarında 6.2 büyüklüğündeki deprem verilerini analiz ettiklerini söyleyen Bal, "Yaptığımız analizler sonrasında depremin kayıtçılarımız var, ivme ölçerlerimiz var, ivmeleri kaydettiğimiz noktalar, buralarda depremin en büyük değerini 0.21 g olduğunu gördük. Bu da İstanbul Eyüp'te kaydedildi İstanbul'da. Onun dışında Küçükçekmece'de 0.12, Marmaraereğlisi'nde 0.10 g civarında ivmelerle karşılaştık. Binaların tasarladığımız ivme değeri 0.40 olduğu için genellikle, bu aslında bizim yapılarımızı yıkabilecek pozisyonda olan bir deprem değil. Ama burada dikkat etmemiz gereken, bizim dataları incelerken de fark ettiğimiz, depremin kısa süreli olması ve darbe tipi bir deprem olarak nitelendirilebileceği. Darbe tipi depremler bizim özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda beklediğimiz depremlerden biraz daha farklı. Bunlar binaları tabiri caizse zangırdatma dediğimiz bir titreşim haline sokar. Özellikle daha düşük periyotlu, yani alçak katlı binaları, özellikle dataya baktığımızda 4-5 katlı binaların, 1-2 katlı sanayi yapılarının bu depremden çok etkilendiğini gördük" diye konuştu.
'BİNALARIN İKİNCİL ELEMANLARINDA HASARA YOL AÇAR'
Bal, darbe tipi depremlerin farklı olduğunun altını çizerek, "Tabii ki bu darbe tipi depremler normal depremlerden, yani enerji esaslı depremlerden farklı olarak binalarımızda ikincil elemanların hasar görmesine yol açar. Yani şundan bahsediyorum; özellikle çatı noktalarının kayma etkisi meydana gelebilir. Buna biz 'Kamçı etkisi' deriz. Yani binaların çatılarına, kamçının hareketi gibi üst tarafının biraz daha deplasmana açık kalmasını tetikleyebilir ve özellikle üst katlarda yaşayan insanların daha fazla duvarlarında, ikinci el elemanlarında çatlaklar görmelerine yol açabilir. Ben buradan özellikle tüm apartman yöneticilerinden, kamu yöneticilerinden, kendi binalarını en alt kattan en üst kata kadar şöyle bir dolaşmalarını rica edeceğim. Özellikle çatı bölgelerinde kaymalar var mı? Çünkü bu kaymalar özellikle yukarıdan kiremitlerin düşmesine, yağmur oluklarının zarar görüp aşağıya zarar vermesine yol açabilir. Dolayısıyla üst katların özellikle apartman yöneticilerimizin, kamu yöneticilerinin binalarını bir gözle muayene etmesini ve özellikle çatılarda kayma olmuş mu, olmamış mı? Kiremitler aşağıya düşmüş mü, düşmemiş mi? Bunlar kontrol edilebilir ve ikincil eleman dediğimiz duvarlarımızda basit çatlaklar meydana gelebilir. Bunlar alçı çatlaklarıdır. Özellikle binalarda şu anda alçıyı çok kullanıyoruz. Dolayısıyla alçıların da çatlaklar oluşmuş olabilir. Bir deprem fırtınası olarak düşünebilirsiniz, özellikle Kumburgaz fayındaki bu etkiyi. Dolayısıyla bunların devamı gelebilir. Tabii ki 6.2 büyüklüğünü geçeceğini tahmin etmiyoruz. Ama yine de bunlar, bu oluşan çatlakları, çatı kaymalarını arttırabilir, tetikleyebilir. Özellikle asansör gibi, merdiven gibi bölgelerde ikincil hasarlara yol açabilir. Bu noktada deprem anında özellikle asansörlerin kullanılmaması gerektiğini, eğer yüksek katlı bir yapıda yaşıyorsak da asansörün özellikle ana konstrüksiyonunun halatlarının kontrol edilmesi gerekir. Çünkü darbe tipi bir deprem olduğu için asansörlerin raylarında, hatlarında kaymalar meydana gelmiş olabilir. Bunu yöneticilerimiz çok kolay yapabilirler zaten. Gözle de görülebilir" ifadelerini kullandı. (DHA)
FOTOĞRAFLI