Artvin'de yılanın ısırdığı kadın KTÜ'deki tedavinin ardından sağlığına kavuştu
TRABZON (AA) - Artvin'de bahçede asma yaprağı toplarken yılanın ısırdığı 24 yaşındaki E.K, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi'ndeki tedavisinin ardından sağlığına kavuştu.
KTÜ'den yapılan açıklamaya göre, Artvin'de yaşayan E.K, bahçede asma yaprağı toplarken yılan tarafından ısırıldı.
Bulantı, karın ağrısı ve kaşıntı gibi belirtiler yaşayan hasta, getirildiği Artvin Devlet Hastanesi'ndeki müdahalelerin ardından KTÜ Farabi Hastanesi'ne sevk edildi.
KTÜ Farabi Acil Servis Bölümünde fizik muayene ve laboratuvar tetkik sonucunda yılan sokması teşhisi konulan hastaya uygun tedavi başlatıldı.
Farabi Hastanesi Toksikoloji Birimi, yoğun bakım ekibi ve İl Sağlık Müdürlüğü tarafından sürekli bilgi akışı ve yakın izlem ile hasta 5 gün solunum cihazına bağlı takip edildi. Bu süre sonunda bilinci açılan hasta solunum cihazından ayrıldı.
24 yaşındaki E.K'de konuşma problemi saptanması üzerine, manyetik rezonans görüntüleme alındı ve beynine pıhtı attığı saptandı.
Nöroloji bölümü ile görüşülerek tedavisi düzenlenen kadın, kan değerleri ve yaşamsal değerlerinin normale dönmesiyle taburcu edilerek, takibi yapılmak üzere Artvin'e gönderildi.
- "Türkiye'de yaşadığı saptanan 41 yılan türünden 28'i zehirsiz, 13'ü zehirlidir"
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen KTÜ Farabi Hastanesi Acil Servis Toksikoloji Birimi Sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Vildan Özer, Türkiye'de tropikal iklim özelliği nedeniyle yılan zehirlenmelerinin özellikle yaz aylarında kırsal bölgelerde sık görüldüğünü belirtti.
Sağlıklı çocuk ve genç erişkinlerde ciddi toksisiteye yol açan bu tip zehirlenmelerin ölüm ve sakatlıkla sonuçlanabildiğine işaret eden Özer, "Yılan ve akrep türlerinin bölgesel farklılıkları ve yarattıkları zehirlenmelerin çeşitliliği oldukça önemlidir. Türkiye'de yaşadığı saptanan 41 yılan türünden 28'i zehirsiz, 13'ü zehirlidir. Bunların 10'u engerek ailesindendir. En çok Doğu Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu ve Kuzeybatı Trakya'da bulunurlar." bilgisini paylaştı.
Özer, engerek ısırmalarında ortaya çıkan bulguların değişkenlik gösterdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Genellikle ağrı, ödem, kızarıklık, hissizlik, karıncalanma bulguları gözlenirken, ısırma yerinde kanama ve morarma görülebilir. Hastada bulantı ve kusma, ağız çevresinde ve ağız içinde uyuşma, karın ağrısı, ishal, güçsüzlük, kaslarda titreme, terleme, dolaşım bozukluğu, hipotansiyon, taşikardi, baş dönmesi, bronkospazm, böbrek fonksiyon bozukluğu, ateş, döküntü ve bilinç kaybı görülebilir. Oluşan zehirlenmenin şiddeti, bulgulara göre değerlendirilir."
Haziran-eylül arası dönemin, yılan ısırıkları için en çok dikkat gerektiren dönemler olduğunu vurgulayan Özer, "Doğu Karadeniz bölgesinde, özellikle Kars ve Artvin zehirli yılanların endemik olarak yaşadığı bölgeler olup bu riskli illerde ve çevresinde yaşayan vatandaşlarımızın bu dönemde çok dikkatli olması gerekmektedir. Zehirli yılan ısırıklarının bu bölgede engerekler tarafından gerçekleştirildiği kabul edilir. Kafkas engereği bu bölgelerde yaşayan zehirli yılanlardandır." değerlendirmesinde bulundu.
- "Isırılan hastaya hastanede lokal yara bakımı yapılmalı"
Özer, yılan ısırığı durumunda hastaların mümkün olan en kısa sürede müdahale edilebilecek bir sağlık kuruluşuna götürülmesi gerektiğine dikkati çekerek, tanıya götüren önemli verilerden birinin, ısıran yılanın mümkünse fotoğrafının çekilmesi olduğunu belirtti.
Hastaların sağlık kuruluşuna varıncaya kadar ve sağlık kuruluşlarında tedavileri devam ettiği sürece, ısırılan bölgeyi kalp seviyesinden yukarıda ve hareketsiz tutmaları gerektiğini aktaran Özer, "Yılan zehrini akıtabilmek için başka bir kişi tarafından zehrin emilmesi, yaranın kesilerek zehrin akıtılması veya turnike uygulanması gibi yöntemler kesinlikle uygulanmamalıdır. Isırılan hastaya hastanede lokal yara bakımı yapılmalı ve tetanoz profilaksisi sorgulanmalıdır." ifadelerini kullandı.
- "Elimizi veya ayağımızı attığımız yere dikkat etmeliyiz"
KTÜ Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sağdan Başkaya da yılanların genelde durduk yere ısırmadıklarını kaydederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu nedenle gördüğümüz bir yılanın üzerine gitmemeli, onu rahatsız etmemeli veya dürtmemeliyiz. Gürültüden ziyade, yere sert basmak veya yere sert vurmak onları uyaracaktır. İnsanlar yılanlardan korunmak için boğazlı çizme, boğazlı bot ve tozluk gibi dizden aşağısını koruyucu malzemeler kullanabilirler. Kalın malzemeli pantolon veya etekler giyilebilir. "
Taş veya kütük gibi bir şeyi çevirirken veya yerinden oynatırken dikkatli olunması gerektiğine dikkati çeken Başkaya, "Fındık toplarken, çay toplarken, ot biçerken, bahçe temizliği yaparken elimizi veya ayağımızı attığımız yere dikkat etmeliyiz. Farkına varmadan üzerine veya yakınına basarsak, elimizle uzanırsak veya dokunursak ısırılma ihtimalimiz yüksektir." ifadesini kullandı.