Ağaoğlu Bizim Tek Sevdamız Trabzonspor’dur

Trabzonspor 13.09.2018 - 19:01, Güncelleme: 13.10.2020 - 17:05 4437+ kez okundu.
 

Ağaoğlu Bizim Tek Sevdamız Trabzonspor’dur

Başkan Ağaoğlu, ‘’Yanlış anlaşılmaları ve bilgi kirliğini ortadan kaldırmak için böyle bir toplantı düzenleme ihtiyacı htim.
Ağaoğlu Bizim Tek Sevdamız Trabzonspor’dur Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu: “Bütün futbolcularımız kulübümüzün en değerli varlıklarıdır. Bizim tek sevdamız Trabzonspor’dur”   Ahmet Ağaoğlu, kulübümüzün İstanbul’daki ofisinde basın mensuplarının gündeme dair sorularını yanıtladı.   Başkan Ağaoğlu, ‘’Yanlış anlaşılmaları ve bilgi kirliğini ortadan kaldırmak için böyle bir toplantı düzenleme ihtiyacı htim. Konuşmaya başlamadan önce şunun altını çizmek istiyorum, Burak Yılmaz bugün yapmış olduğum konuşmanın karşı tarafı değildir. Ortada bir takım ciddi yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan sıkıntılar olduğu ortaya çıktı. Dün akşam saatlerinde Burak Yılmaz’ın kendisiyle bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Ben Ankara’daydım, o İstanbul’daydı. Kendisinin özellikle o röportajda öne sürmüş olduğu üç başlık var. Bu başlık üzerinden giderek konuşmama başlamak istiyorum’’ dedi. Ağaoğlu’nun açıklamalarının tamamı şu şekilde oldu:   “18 MAYIS SAAT 14.30’DA 85 MİLYON TL ÖDENDİ!”   ‘’Öncelikle Burak Yılmaz’ın medyada yer alan demecinde ifade ettiği ‘’Yabancı oyunculara 15 Mayıs tarihinde ödeme yapıldı’’ konusuna açıklık getirelim. Biz 15 Mayıs tarihinde ödeme yapacağımız konusunda oyuncularımıza bir söz vermiştik. Kendisine ve diğer yerli oyunculara ödeme yapılmadığı için 16 Mayıs tarihinde bir ihtarname çekme ihtiyacını ifade etmiş. Öncelikle şunu söyleyeyim; doğrudur biz 18 Nisan’da oyuncularımızla kulüpte yapmış olduğumuz toplantılarda kendilerine 15 Mayıs tarihinde eski yönetimden kalan alacaklarını ödeyeceğimiz yönünde bir taahhüdümüz vardı. Bu boşu boşuna bir taahhüt değildi. Bir takım çalışmalarımız, girişimlerimiz vardı. Ben bunun 15 Mayıs’a kadar neticeleneceğini tahmin ediyordum. Yalnız Türkiye’de işler o kadar kolay yürümüyor. 15 Mayıs’a kadar neticeleneceğini düşündüğümüz bir kredi anlaşması bazı teminatlarda sıkıntı çıkması dolayısıyla 18 Mayıs tarihine kadar uzadı. 18 Mayıs saat 11.58’de 85 Milyon TL’lik kredi bizim hesabımıza geçti. Yine aynı gün 14.30’da Burak Yılmaz’ın da dâhil olduğu 14’ü yerli ve 6 yabancı oyuncumuzun ödemesini gerçekleştirdik. Burak Yılmaz, yabancı oyunculara ayın 15’inde ödeme yapıldığı, kendi ödemesinin ise yapılmadığı düşüncesine kapılarak 16 Mayıs’ta kulübümüze ödemelerin yapılması doğrultusunda bir ihtarname gönderdi. İhtarname kulübümüze 16.30’da ulaştı. İhtarname ulaştığında zaten Burak Yılmaz’ın alacağı, banka hesabına geçmişti. ‘’Yabancılara ödendi, bana ödenmedi’’ gibi bir düşüncenin içerisine girmiş olması benim açımdan hiçbir art niyet aramaksızın böyle bir ayrıştırma gibi bir durumla karşı karşıya kaldığını düşünerek yaptığı bir eylem olarak düşünüyorum. Neticede ihtarname geldiğinde para zaten banka hesabındaydı. Dolayısıyla bunun çok açık ve net olarak bilinmesinde yarar var.”   “BEŞİKTAŞ’IN TEKLİFİNİ CİDDİ BULMADIK VE REDDETTİK!”   “Diğer bir konu yönetime geldiğimden beri ‘’Burak gidiyor mu?’’ konusu. Ben buna zaman zaman esprili yanıtlar da verdim. ‘’Burak Çeşme’ye gidiyor, sonra da Alaçatı’ya geçer’’ diyerek. Burak’la alakalı benim tavrım çok açık ve netti. Zaman zaman çok farklı biraz da esprili ifadeler de kullandım. ‘’Burak’ı Trabzonspor’dan alacak parayı henüz darphanelerin basmadığı’’ gibi ifadelerim oldu. Bunun sebebi şu; Burak Yılmaz geçtiğimiz sezon takımın en skorer oyuncusu. Türkiye’de şu anda zaten farkındaysanız 3 büyük takımda bir pivot santrafor sıkıntısı var. Bu konuda en güçlü isim de Trabzonspor’un sözleşmeli oyuncusu. Bu tür oyuncuya başka kulüplerin ihtiyacı var da Trabzonspor’un elinde 3-4 tane var da hadi bir tanesini gönderelim gibi bir düşünce zaten söz konusu değil. Son dönemde Beşiktaş kulübüyle Burak Yılmaz isminin basında ve kamuoyunda sıkça anılması üzerine yanılmıyorsam 24 Ağustos tarihiydi. Avrupa kupası maçı sonrası Beşiktaş Türkiye’ye gelmişti ve Sayın Fikret Orman beni telefonla aradı. Bana ‘’Başkan, kamuoyunda Burak’ın adı sıkça anılmaya başladı. Bu konu da beni rahatsız etmeye başladı. Burada tabii ki Trabzonspor Kulübü ve Burak Yılmaz’ın kendisi de söz konusu. Burak Yılmaz konusundaki düşünceleriniz nedir?’’ dedi. Ben de kendisine çok açık ve net olarak ‘’Benim böyle bir düşüncem yok. Hocamızın önümüzdeki sezon kadroda mutlaka görmek istediği ve satılmasına hiç sıcak bakmadığı bir oyuncumuz. Başkanım biz Burak Yılmaz’ı satmak istemiyoruz’’ dedim. Fikret Orman da ‘’Siz bunu söyledikten sonra konu bizim için kapanmıştır’’ dedi ve konu orada kapandı. O görüşmeyi takip eden süre içerisinde bizim Ankaragücü maçından önce kulüp binamızda Başkan Yardımcımız Sayın Ertuğrul Doğan ve ben Burak Yılmaz’la bir görüşme gerçekleştirdik. Burak Yılmaz’ın ilk sorusu ‘’Başkanım benim için ne düşünüyorsunuz’’ oldu. Ben de kendisine ‘’Burak eğer konu senin bir başka kulübe gitmen ise ben seni satmıyorum, göndermiyoruz. Sen bu kulübün en önemli oyuncususun. İyi bir kadro oluşturduğumuza ve iyi bir hava yakaladığımıza inanıyorum. Takımın lider oyuncususun. Dolayısıyla hiçbir yere gitmen söz konusu değil’’ dedim.   Bu görüşmeden sonra bu konu bizim için tamamen kapandı. Ta ki transferin bitimine 48 saat kalıncaya kadar. 29 Ağustos tarihinde Başkan Yardımcımız beni arayarak ‘’Burak Yılmaz’la ilgili Beşiktaş’ın bir teklifi var’’ dedi. Ben de ‘’Kulüpten mi geldi?’’ dedim, ‘’Hayır, menajerler aracılığıyla geldi’’ dediler. Ben de ‘’Bu konuyu görüşmeyeceğim, istiyorsanız siz devam edebilirsiniz. Kulüpten gelmeyen hiçbir teklif ciddi bir teklif olarak değerlendirilmez ve yok hükmündedir’’. Ben menajerler aracılığıyla geldiği için, kulüp başkanından gelmediği için iki başkan yardımcımıza yönlendirdim ve hiç de ciddiye almadım. Netice itibariyle 31 Ağustos akşamı 20.30 civarında Başkan Yardımcımı Sayın Mehmet Yiğit Alp beni telefonla arayarak konu kapanmıştır dedi. Teklifi ciddi bulmadık ve reddettik. Zaten öyle olacağını biliyordum.”   “YAŞANANLARI BURAK YILMAZ’I SATMA GİRİŞİMİ OLARAK DÜŞÜNMEK YANLIŞ!”   “Bunu da çok net olarak ifade edeyim bu görüşmelerden Burak Yılmaz’ın haberi yok. Burak Yılmaz’ın bu görüşmeleri beni satmak için çaba harcadılar şeklindeki ifadeyi, o görüşme çerçevesinde değerlendirip oradan bir kırgınlık içerisine girmiş olabilir. Zaten yapmış olduğumuz konuşmalardan da benim edindiğim izlenim o. Böyle bir görüşme içerisine girdik diye kendisine haber verilmez miydi? Ben görüşmeyi ciddiye almadığım için böyle bir bilgi verme ihtiyacını hmedim. Bundan kaynaklanan bir yanlış anlaşılma ama tekrar tekrar söylüyorum bu teklif Trabzonspor Kulübü’nden gitmedi. Menajerler vasıtasıyla Trabzonspor Kulübü’ne geldi. Bunu Trabzonspor’un Burak Yılmaz’ı satma girişimi olarak değerlendirmek hiç de doğru bir bakış açısı olmaz. Kaldı ki defalarca, satmayacağımı her platformda ve hatta Burak Yılmaz’ın kendi yüzüne ve telefon konuşmalarımızda da ifade ettim. Ama bu görüşmelerin Burak Yılmaz’a bir hayal kırıklığı ve küskünlük yarattığı da anlaşılıyor. Ama olayın tam açılımı bu. Kim, nasıl değerlendirirse değerlendirsin.”   “EVET, İLK AMELİYATINDA HASTANEYE GİTMELİYDİK!”   “Bir diğeri ‘’Hastanede ziyaretime gelmedi’’ sözleri… İkinci ameliyatında, ameliyata girinceye kadar yanındaydım. Ameliyattan çıktıktan sonra da narkozun etkisindeyken yanındaydım. Taburcu oluncaya kadar da 2-3 kez ziyaret ettim. Hatta Başkan Yardımcımız Mehmet Yiğit Alp Bey de kendilerini ziyaret ettiler. Öyle tahmin ediyorum ki serzenişi Berlin’de geçirdiği ameliyat esnasında orada olmayışımız veya telefona aramayışımızla alakalı. Aslında orada da haksız sayılmaz. Her ne kadar kulübümüzün sağlık ekibinden bir kişi yanındaysa da ameliyat sonrasında, ameliyat esnasında en azından benim bir telefon etmem gerekirdi. Bu konuda da haksız olduğunu söylemeyeceğim. Zaten yapı olarak baktığımız zaman Burak Yılmaz tanıdığım oyuncular içerisinde en duygusal olan, çok farklı bir karakteri olan 3-5 oyuncudan biri. Ama o serzenişinde haksız olduğunu söyleyemeyeceğim.”   “GENEL KURUL ÖNCESİ O İFADE YANLIŞTI!”   “Bir diğer ifadesi; Akhisar maçı sonrası kulübümüzün önceki dönem başkanı Muharrem Usta’yla alakalı olarak ‘’Bir başkan kaybettim ama bir ağabey kazandım’’ ifadesine takıldığımı ve oradan kendisine gönül koyduğumu ifade etmiş. Bunu kendisiyle de konuştum. O süreç içerisinde şöyle bir ifade kullandı; ‘’Diğer başkan adayları kusura bakmasınlar ama…’’ Bunu kendisine de söyledim, bir kulübün Genel Kurul süreci içerisinde takım kaptanının, profesyonel futbolcusunun veya teknik heyetinin, çalışanının bu tür bir ifade kullanması normal değil. Ben bunu söyledim, hala daha aynı düşüncedeyim. Ama oradan oyuncuya karşı bir tavır kesinlikle söz konusu değil.”   “TÜM OYUNCULARIMIZ ÇOK DEĞERLİ!”   “Burak Yılmaz’ın transferi gündeme gelip bana bu doğrultuda sorular sorulduğu zaman ‘’Burak Yılmaz benim en değerli oyuncum’’ dedim. Benim en değerlimi istemenin yolu vardır ve benim en değerlimi benim elimden almak da o kadar kolay değildir. Her zaman futbolculuğunu, tekniğini, duruşunu takdir ettiğim ve beğendiğim bir insandır. Benim bu görüşüm kaptanımız ve kalecimiz Onur Kıvrak’tan başlayarak, son transferimiz Ekuban’a kadar Trabzonspor Kulübü’nün formasını sırtına geçirmiş, Bordo – Mavi armayı taşıyan her oyuncu benim için aynı değeri taşır. Aynı hassasiyetle, aynı özenle bütün futbolcularıma ben kol, kanat gererim. Onlar kulübün varlıklarıdır.”   “BİZİM SÖZLEŞMEMİZ ARALIK’A KADAR!”   “İki kaptanımızla yaptığım görüşmede onlara şunu söyledim, ‘’Sizin ne kadar kontratınız var?’’ 2 veya 2.5 yıl dediler. Peki benim ne kadar kontratım var? Aralık’a kadar… Bunun anlamı şu; Aralık ayında ben gidebilirim. Bir başkası gelebilir, gelen de 2-3 yıl sonra gidebilir. Ama bu kulübe sahip çıkması gereken, bu kulübün takım ruhunu ve mücadele gücünü, birlikteliğini, sağlayacak olanlar sizlersiniz. Biz burada sadece yönetiyoruz. Buna sahip çıkması gerekenler sizlersiniz. Burak Yılmaz dâhil olmak üzere tüm oyuncularımızın bu duyguyla mücadele ettiklerini ve birbirlerine sarıldıklarının farkındayım. Peki hal böyle olunca yaşananlar ne? Trabzonspor’da yaşadığımız bazı gerçekler var. İyi bir takım ruhu oluştu. Kendisine çok güvendiğimiz ve inandığımız hocamız Ünal Karaman’la birlikte bütün oyuncularımız bir ivme yakaladı. Bütün oyuncularımız canla, başla mücadele ediyor. Herkes yeni transferleri konuşurken bu transferlerin içine eklememiz gereken isimler var. Onazi var, Sosa var, Kucka var. Bütün oyuncular takımı sahiplendiler.”   “TAKIMLA UĞRAŞMAYIN, BİZİMLE UĞRAŞIN!”   “Burada bir güçlü Trabzonspor profili ortaya çıkmaya başladı. Bu şekilde üzerimize yüklenilmesi ve bu şekilde gündem yaratılmasını tasvip etmiyorum ama doğal karşılıyorum. Bu ülkenin yapısı bu maalesef. Ne zaman Trabzonspor başını kaldırsa, bir yandan iğneyi sokmaya çalışırlar. Ama şu izah ettiğim şeylerden herhalde siz de anlamış bulunuyorsunuz ki tamamen Burak Yılmaz’ın duygusallığından ve yanlış anlaşmalardan kaynaklanıyor. Neden 15’inde yabancıların parası ödendi de benimki ödenmedi… Hayır, 18’inde herkesinki ödendi. Bu bir yanlış anlaşılma, ben bunu başka şekilde değerlendirmem. Bunu bir başkaldırı olarak değerlendirmem. Şunu da söyleyelim röportajında kulübün adını zikretmiyor. Kulübe yapılmış görmüyorum, ifadelerde sürekli olarak ‘’başkan’’ geçtiği için ben başkan olarak bu açıklamayı yapmak ihtiyacı htim. Ama çok farklı amaçlar gözetilseydi ki Burak Yılmaz o karakterde bir oyuncu değil. O zaman tavrımız çok farklı olabilirdi ama o ifadelerden yola çıktığımız zaman zaten 3 başlık altında toplanıyordu açıklamalar. Önümüzde bir transfer süreci daha var. Ocak’ta ‘’Burak gidiyor mu?’’, ‘’Ahmet kalıyor mu?’’ başlayacaktır. Arkadaşlar, önce biz gidiyoruz. Uğraşacaksanız bizimle uğraşın. Takımla uğraşmayın. Takımdaki birliği, beraberliği ve arkadaşlığı bozmayın. Mücadele gücünü ve bu mücadeleyi sahaya yansıtan oyuncularımızla lütfen uğraşmayın. Ben biraz kibar ama bir Sürmene’li ne kadar kibar olursa o kadar kibar bir insanım. Takımıma, oyuncularıma zarar geleceğini htiğim anda o beyefendi Ahmet Ağaoğlu çizgisinden çıkmasını çok iyi bilirim ve karşılarına dikilirim.” (adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({ google_ad_client: "ca-pub-6169601410457476", enable_page_level_ads: true });   “ALEM BUYSA, O ALEMİN HARCI OLMAYI DA BİLİRİZ!”   “Benim tek sevdam Trabzonspor’dur. Ben elimden geldiğince yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımla birlikte hizmet etmeye çalışıyoruz. Oyuncularımıza ve teknik heyetimize karşı her zaman dışardan gelecek olumsuzluklara karşı göğsümüz siperdir. Burak Yılmaz, Onur Kıvrak ve Ekuban’a kadar bütün oyuncularımızı sayabiliriz hepsinin aklında tek bir şey var Trabzonspor Kulübü’nü layık olduğu yere taşımak. Bu doğrultuda da taraftarlarımızdan büyük destek istiyorum. Futbolcularımız kim olursa olsun sevin ve bağrınıza basın. Ama lütfen lige bu oyuncularımızla başladık ve onlarla devam edeceğiz. En ufak bir olumsuzlukta veya büyük bir olumsuzlukta hoş olmayan ifadeleri sosyal medyada paylaşmayalım. Onlar bizim varlığımız, değerimiz. Ahmet Ağaoğlu Aralık ayında gider, bir başkası gelir ama bu kadro ve bu Bordo – Mavi formanın içerisine girenler mücadele edecek. Trabzonspor’a gönül vermiş milyonlar, aynı duyguları paylaşmak zorunda. Zaten bunun ilk ışıltılarını vermeye başladıktan sonra farkındaysanız her taraftan dalmaya başladılar. Ama eğer âlem buysa, o âlemin harcı olmasını da biliriz. O cevabı vermesini de biliriz, o mücadeleyi vermesini de biliriz. Ama herkes önüne baksın, işini yapsın.’’
Başkan Ağaoğlu, ‘’Yanlış anlaşılmaları ve bilgi kirliğini ortadan kaldırmak için böyle bir toplantı düzenleme ihtiyacı htim.

Ağaoğlu Bizim Tek Sevdamız Trabzonspor’dur

Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu: “Bütün futbolcularımız kulübümüzün en değerli varlıklarıdır. Bizim tek sevdamız Trabzonspor’dur”

 

Ahmet Ağaoğlu, kulübümüzün İstanbul’daki ofisinde basın mensuplarının gündeme dair sorularını yanıtladı.

 

Başkan Ağaoğlu, ‘’Yanlış anlaşılmaları ve bilgi kirliğini ortadan kaldırmak için böyle bir toplantı düzenleme ihtiyacı htim. Konuşmaya başlamadan önce şunun altını çizmek istiyorum, Burak Yılmaz bugün yapmış olduğum konuşmanın karşı tarafı değildir. Ortada bir takım ciddi yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan sıkıntılar olduğu ortaya çıktı. Dün akşam saatlerinde Burak Yılmaz’ın kendisiyle bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Ben Ankara’daydım, o İstanbul’daydı. Kendisinin özellikle o röportajda öne sürmüş olduğu üç başlık var. Bu başlık üzerinden giderek konuşmama başlamak istiyorum’’ dedi.

Ağaoğlu’nun açıklamalarının tamamı şu şekilde oldu:

 

“18 MAYIS SAAT 14.30’DA 85 MİLYON TL ÖDENDİ!”

 

‘’Öncelikle Burak Yılmaz’ın medyada yer alan demecinde ifade ettiği ‘’Yabancı oyunculara 15 Mayıs tarihinde ödeme yapıldı’’ konusuna açıklık getirelim. Biz 15 Mayıs tarihinde ödeme yapacağımız konusunda oyuncularımıza bir söz vermiştik. Kendisine ve diğer yerli oyunculara ödeme yapılmadığı için 16 Mayıs tarihinde bir ihtarname çekme ihtiyacını ifade etmiş. Öncelikle şunu söyleyeyim; doğrudur biz 18 Nisan’da oyuncularımızla kulüpte yapmış olduğumuz toplantılarda kendilerine 15 Mayıs tarihinde eski yönetimden kalan alacaklarını ödeyeceğimiz yönünde bir taahhüdümüz vardı. Bu boşu boşuna bir taahhüt değildi. Bir takım çalışmalarımız, girişimlerimiz vardı. Ben bunun 15 Mayıs’a kadar neticeleneceğini tahmin ediyordum. Yalnız Türkiye’de işler o kadar kolay yürümüyor. 15 Mayıs’a kadar neticeleneceğini düşündüğümüz bir kredi anlaşması bazı teminatlarda sıkıntı çıkması dolayısıyla 18 Mayıs tarihine kadar uzadı. 18 Mayıs saat 11.58’de 85 Milyon TL’lik kredi bizim hesabımıza geçti. Yine aynı gün 14.30’da Burak Yılmaz’ın da dâhil olduğu 14’ü yerli ve 6 yabancı oyuncumuzun ödemesini gerçekleştirdik. Burak Yılmaz, yabancı oyunculara ayın 15’inde ödeme yapıldığı, kendi ödemesinin ise yapılmadığı düşüncesine kapılarak 16 Mayıs’ta kulübümüze ödemelerin yapılması doğrultusunda bir ihtarname gönderdi. İhtarname kulübümüze 16.30’da ulaştı. İhtarname ulaştığında zaten Burak Yılmaz’ın alacağı, banka hesabına geçmişti. ‘’Yabancılara ödendi, bana ödenmedi’’ gibi bir düşüncenin içerisine girmiş olması benim açımdan hiçbir art niyet aramaksızın böyle bir ayrıştırma gibi bir durumla karşı karşıya kaldığını düşünerek yaptığı bir eylem olarak düşünüyorum. Neticede ihtarname geldiğinde para zaten banka hesabındaydı. Dolayısıyla bunun çok açık ve net olarak bilinmesinde yarar var.”

 

“BEŞİKTAŞ’IN TEKLİFİNİ CİDDİ BULMADIK VE REDDETTİK!”

 

“Diğer bir konu yönetime geldiğimden beri ‘’Burak gidiyor mu?’’ konusu. Ben buna zaman zaman esprili yanıtlar da verdim. ‘’Burak Çeşme’ye gidiyor, sonra da Alaçatı’ya geçer’’ diyerek. Burak’la alakalı benim tavrım çok açık ve netti. Zaman zaman çok farklı biraz da esprili ifadeler de kullandım. ‘’Burak’ı Trabzonspor’dan alacak parayı henüz darphanelerin basmadığı’’ gibi ifadelerim oldu. Bunun sebebi şu; Burak Yılmaz geçtiğimiz sezon takımın en skorer oyuncusu. Türkiye’de şu anda zaten farkındaysanız 3 büyük takımda bir pivot santrafor sıkıntısı var. Bu konuda en güçlü isim de Trabzonspor’un sözleşmeli oyuncusu. Bu tür oyuncuya başka kulüplerin ihtiyacı var da Trabzonspor’un elinde 3-4 tane var da hadi bir tanesini gönderelim gibi bir düşünce zaten söz konusu değil.

Son dönemde Beşiktaş kulübüyle Burak Yılmaz isminin basında ve kamuoyunda sıkça anılması üzerine yanılmıyorsam 24 Ağustos tarihiydi. Avrupa kupası maçı sonrası Beşiktaş Türkiye’ye gelmişti ve Sayın Fikret Orman beni telefonla aradı. Bana ‘’Başkan, kamuoyunda Burak’ın adı sıkça anılmaya başladı. Bu konu da beni rahatsız etmeye başladı. Burada tabii ki Trabzonspor Kulübü ve Burak Yılmaz’ın kendisi de söz konusu. Burak Yılmaz konusundaki düşünceleriniz nedir?’’ dedi. Ben de kendisine çok açık ve net olarak ‘’Benim böyle bir düşüncem yok. Hocamızın önümüzdeki sezon kadroda mutlaka görmek istediği ve satılmasına hiç sıcak bakmadığı bir oyuncumuz. Başkanım biz Burak Yılmaz’ı satmak istemiyoruz’’ dedim. Fikret Orman da ‘’Siz bunu söyledikten sonra konu bizim için kapanmıştır’’ dedi ve konu orada kapandı. O görüşmeyi takip eden süre içerisinde bizim Ankaragücü maçından önce kulüp binamızda Başkan Yardımcımız Sayın Ertuğrul Doğan ve ben Burak Yılmaz’la bir görüşme gerçekleştirdik. Burak Yılmaz’ın ilk sorusu ‘’Başkanım benim için ne düşünüyorsunuz’’ oldu. Ben de kendisine ‘’Burak eğer konu senin bir başka kulübe gitmen ise ben seni satmıyorum, göndermiyoruz. Sen bu kulübün en önemli oyuncususun. İyi bir kadro oluşturduğumuza ve iyi bir hava yakaladığımıza inanıyorum. Takımın lider oyuncususun. Dolayısıyla hiçbir yere gitmen söz konusu değil’’ dedim.

 

Bu görüşmeden sonra bu konu bizim için tamamen kapandı. Ta ki transferin bitimine 48 saat kalıncaya kadar. 29 Ağustos tarihinde Başkan Yardımcımız beni arayarak ‘’Burak Yılmaz’la ilgili Beşiktaş’ın bir teklifi var’’ dedi. Ben de ‘’Kulüpten mi geldi?’’ dedim, ‘’Hayır, menajerler aracılığıyla geldi’’ dediler. Ben de ‘’Bu konuyu görüşmeyeceğim, istiyorsanız siz devam edebilirsiniz. Kulüpten gelmeyen hiçbir teklif ciddi bir teklif olarak değerlendirilmez ve yok hükmündedir’’. Ben menajerler aracılığıyla geldiği için, kulüp başkanından gelmediği için iki başkan yardımcımıza yönlendirdim ve hiç de ciddiye almadım. Netice itibariyle 31 Ağustos akşamı 20.30 civarında Başkan Yardımcımı Sayın Mehmet Yiğit Alp beni telefonla arayarak konu kapanmıştır dedi. Teklifi ciddi bulmadık ve reddettik. Zaten öyle olacağını biliyordum.”

 

“YAŞANANLARI BURAK YILMAZ’I SATMA GİRİŞİMİ OLARAK DÜŞÜNMEK YANLIŞ!”

 

“Bunu da çok net olarak ifade edeyim bu görüşmelerden Burak Yılmaz’ın haberi yok. Burak Yılmaz’ın bu görüşmeleri beni satmak için çaba harcadılar şeklindeki ifadeyi, o görüşme çerçevesinde değerlendirip oradan bir kırgınlık içerisine girmiş olabilir. Zaten yapmış olduğumuz konuşmalardan da benim edindiğim izlenim o. Böyle bir görüşme içerisine girdik diye kendisine haber verilmez miydi? Ben görüşmeyi ciddiye almadığım için böyle bir bilgi verme ihtiyacını hmedim. Bundan kaynaklanan bir yanlış anlaşılma ama tekrar tekrar söylüyorum bu teklif Trabzonspor Kulübü’nden gitmedi. Menajerler vasıtasıyla Trabzonspor Kulübü’ne geldi. Bunu Trabzonspor’un Burak Yılmaz’ı satma girişimi olarak değerlendirmek hiç de doğru bir bakış açısı olmaz. Kaldı ki defalarca, satmayacağımı her platformda ve hatta Burak Yılmaz’ın kendi yüzüne ve telefon konuşmalarımızda da ifade ettim. Ama bu görüşmelerin Burak Yılmaz’a bir hayal kırıklığı ve küskünlük yarattığı da anlaşılıyor. Ama olayın tam açılımı bu. Kim, nasıl değerlendirirse değerlendirsin.”

 

“EVET, İLK AMELİYATINDA HASTANEYE GİTMELİYDİK!”

 

“Bir diğeri ‘’Hastanede ziyaretime gelmedi’’ sözleri… İkinci ameliyatında, ameliyata girinceye kadar yanındaydım. Ameliyattan çıktıktan sonra da narkozun etkisindeyken yanındaydım. Taburcu oluncaya kadar da 2-3 kez ziyaret ettim. Hatta Başkan Yardımcımız Mehmet Yiğit Alp Bey de kendilerini ziyaret ettiler. Öyle tahmin ediyorum ki serzenişi Berlin’de geçirdiği ameliyat esnasında orada olmayışımız veya telefona aramayışımızla alakalı. Aslında orada da haksız sayılmaz. Her ne kadar kulübümüzün sağlık ekibinden bir kişi yanındaysa da ameliyat sonrasında, ameliyat esnasında en azından benim bir telefon etmem gerekirdi. Bu konuda da haksız olduğunu söylemeyeceğim. Zaten yapı olarak baktığımız zaman Burak Yılmaz tanıdığım oyuncular içerisinde en duygusal olan, çok farklı bir karakteri olan 3-5 oyuncudan biri. Ama o serzenişinde haksız olduğunu söyleyemeyeceğim.”

 

“GENEL KURUL ÖNCESİ O İFADE YANLIŞTI!”

 

“Bir diğer ifadesi; Akhisar maçı sonrası kulübümüzün önceki dönem başkanı Muharrem Usta’yla alakalı olarak ‘’Bir başkan kaybettim ama bir ağabey kazandım’’ ifadesine takıldığımı ve oradan kendisine gönül koyduğumu ifade etmiş. Bunu kendisiyle de konuştum. O süreç içerisinde şöyle bir ifade kullandı; ‘’Diğer başkan adayları kusura bakmasınlar ama…’’ Bunu kendisine de söyledim, bir kulübün Genel Kurul süreci içerisinde takım kaptanının, profesyonel futbolcusunun veya teknik heyetinin, çalışanının bu tür bir ifade kullanması normal değil. Ben bunu söyledim, hala daha aynı düşüncedeyim. Ama oradan oyuncuya karşı bir tavır kesinlikle söz konusu değil.”

 

“TÜM OYUNCULARIMIZ ÇOK DEĞERLİ!”

 

“Burak Yılmaz’ın transferi gündeme gelip bana bu doğrultuda sorular sorulduğu zaman ‘’Burak Yılmaz benim en değerli oyuncum’’ dedim. Benim en değerlimi istemenin yolu vardır ve benim en değerlimi benim elimden almak da o kadar kolay değildir. Her zaman futbolculuğunu, tekniğini, duruşunu takdir ettiğim ve beğendiğim bir insandır. Benim bu görüşüm kaptanımız ve kalecimiz Onur Kıvrak’tan başlayarak, son transferimiz Ekuban’a kadar Trabzonspor Kulübü’nün formasını sırtına geçirmiş, Bordo – Mavi armayı taşıyan her oyuncu benim için aynı değeri taşır. Aynı hassasiyetle, aynı özenle bütün futbolcularıma ben kol, kanat gererim. Onlar kulübün varlıklarıdır.”

 

“BİZİM SÖZLEŞMEMİZ ARALIK’A KADAR!”

 

“İki kaptanımızla yaptığım görüşmede onlara şunu söyledim, ‘’Sizin ne kadar kontratınız var?’’ 2 veya 2.5 yıl dediler. Peki benim ne kadar kontratım var? Aralık’a kadar… Bunun anlamı şu; Aralık ayında ben gidebilirim. Bir başkası gelebilir, gelen de 2-3 yıl sonra gidebilir. Ama bu kulübe sahip çıkması gereken, bu kulübün takım ruhunu ve mücadele gücünü, birlikteliğini, sağlayacak olanlar sizlersiniz. Biz burada sadece yönetiyoruz. Buna sahip çıkması gerekenler sizlersiniz. Burak Yılmaz dâhil olmak üzere tüm oyuncularımızın bu duyguyla mücadele ettiklerini ve birbirlerine sarıldıklarının farkındayım. Peki hal böyle olunca yaşananlar ne? Trabzonspor’da yaşadığımız bazı gerçekler var. İyi bir takım ruhu oluştu. Kendisine çok güvendiğimiz ve inandığımız hocamız Ünal Karaman’la birlikte bütün oyuncularımız bir ivme yakaladı. Bütün oyuncularımız canla, başla mücadele ediyor. Herkes yeni transferleri konuşurken bu transferlerin içine eklememiz gereken isimler var. Onazi var, Sosa var, Kucka var. Bütün oyuncular takımı sahiplendiler.”

 

“TAKIMLA UĞRAŞMAYIN, BİZİMLE UĞRAŞIN!”

 

“Burada bir güçlü Trabzonspor profili ortaya çıkmaya başladı. Bu şekilde üzerimize yüklenilmesi ve bu şekilde gündem yaratılmasını tasvip etmiyorum ama doğal karşılıyorum. Bu ülkenin yapısı bu maalesef. Ne zaman Trabzonspor başını kaldırsa, bir yandan iğneyi sokmaya çalışırlar. Ama şu izah ettiğim şeylerden herhalde siz de anlamış bulunuyorsunuz ki tamamen Burak Yılmaz’ın duygusallığından ve yanlış anlaşmalardan kaynaklanıyor. Neden 15’inde yabancıların parası ödendi de benimki ödenmedi… Hayır, 18’inde herkesinki ödendi. Bu bir yanlış anlaşılma, ben bunu başka şekilde değerlendirmem. Bunu bir başkaldırı olarak değerlendirmem. Şunu da söyleyelim röportajında kulübün adını zikretmiyor. Kulübe yapılmış görmüyorum, ifadelerde sürekli olarak ‘’başkan’’ geçtiği için ben başkan olarak bu açıklamayı yapmak ihtiyacı htim. Ama çok farklı amaçlar gözetilseydi ki Burak Yılmaz o karakterde bir oyuncu değil. O zaman tavrımız çok farklı olabilirdi ama o ifadelerden yola çıktığımız zaman zaten 3 başlık altında toplanıyordu açıklamalar. Önümüzde bir transfer süreci daha var. Ocak’ta ‘’Burak gidiyor mu?’’, ‘’Ahmet kalıyor mu?’’ başlayacaktır. Arkadaşlar, önce biz gidiyoruz. Uğraşacaksanız bizimle uğraşın. Takımla uğraşmayın. Takımdaki birliği, beraberliği ve arkadaşlığı bozmayın. Mücadele gücünü ve bu mücadeleyi sahaya yansıtan oyuncularımızla lütfen uğraşmayın. Ben biraz kibar ama bir Sürmene’li ne kadar kibar olursa o kadar kibar bir insanım. Takımıma, oyuncularıma zarar geleceğini htiğim anda o beyefendi Ahmet Ağaoğlu çizgisinden çıkmasını çok iyi bilirim ve karşılarına dikilirim.”

 

“ALEM BUYSA, O ALEMİN HARCI OLMAYI DA BİLİRİZ!”

 

“Benim tek sevdam Trabzonspor’dur. Ben elimden geldiğince yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımla birlikte hizmet etmeye çalışıyoruz. Oyuncularımıza ve teknik heyetimize karşı her zaman dışardan gelecek olumsuzluklara karşı göğsümüz siperdir. Burak Yılmaz, Onur Kıvrak ve Ekuban’a kadar bütün oyuncularımızı sayabiliriz hepsinin aklında tek bir şey var Trabzonspor Kulübü’nü layık olduğu yere taşımak. Bu doğrultuda da taraftarlarımızdan büyük destek istiyorum. Futbolcularımız kim olursa olsun sevin ve bağrınıza basın. Ama lütfen lige bu oyuncularımızla başladık ve onlarla devam edeceğiz. En ufak bir olumsuzlukta veya büyük bir olumsuzlukta hoş olmayan ifadeleri sosyal medyada paylaşmayalım. Onlar bizim varlığımız, değerimiz. Ahmet Ağaoğlu Aralık ayında gider, bir başkası gelir ama bu kadro ve bu Bordo – Mavi formanın içerisine girenler mücadele edecek. Trabzonspor’a gönül vermiş milyonlar, aynı duyguları paylaşmak zorunda. Zaten bunun ilk ışıltılarını vermeye başladıktan sonra farkındaysanız her taraftan dalmaya başladılar. Ama eğer âlem buysa, o âlemin harcı olmasını da biliriz. O cevabı vermesini de biliriz, o mücadeleyi vermesini de biliriz. Ama herkes önüne baksın, işini yapsın.’’

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve taka61.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.